4 Ekim 2011 Salı

İBİAKs

İsimBulamadığımİçinAdsızKalan....lar.

yok, evet. henüz kedinin bi adı yok
3 hafta oldu, iyice yüz göz olduk
ama kedi, hişt, kız, pisi vs. şeklinde çağırıyorum kendisini.
ha, kendisinin de pek umrunda değil zaten.
söylenen, önerilen her isim "aa.. çok iyi, olabilir bu!" gibi geliyor.
ama olmuyor.
bir sınır var, oraya kadar geliyor, geliyor....
çizgiyi geçip kabul ettiremiyor kendini hiç bir kelime.
kaldı hayvan adsız.

kendime yeni bir isim arıyorum.
kediye bulamayan "kendiye" hiç bulmazmış, öğrendim.
kendime de isim bulamıyorum elbet.
sıkıldım.
burdan yani, taşınmak istiyorum.
başka bir yere, başka bir isimle, başka başka başka....
vallahi, isim bulamadığım için gidemiyorum.
isim bulamadığım için!
yazıcam, yazamıyorum.
bura tozlu, temizlemek istemiyorum.
gidecek adres bulamıyorum
bulamadıklarım, yapamadıklarım içimde biriktikçe, içim de toz toprak halinde sıkış tepiş sanki.
"uyuz" koyasım var, kendime ayıp olsun istemiyorum.

böyle.

şimdi yazının  "güzelllikler" kısmı:
- çok güzel mavi bir kelebek gördüm öğlen, nefisti.
- burdaki kedi aç kalmış, arabaya koymak üzere epey mama almıştım hafta sonu mama indirimden yararlanıp. ona yaradı. çıldırmış gibi mamaya dalışı çok hoştu.
- şirkette şahsıma hayran bir oğlan çocuğu var. 20'lerdedir yaşı, zaten şirketin yaş ortalaması 26-27 herhalde. bu çocukceğizin de yuvarlak gözleri beni her gördüğünde parlıyor, her karşılaşmamızda bir selamlaşma, bir ufak kelime, bir gülümseme, bi bişey.. sevimli de bi çocuk allahı var ama.. "ay hiç bana sarma ablam sen!" diye ikaz edesim geliyor. cidden pek tatlı bişey, muzurluğuma gelecek, çelicem aklını, o olacak.
- hâlâ açık ayakkabı giymekte ısrar ettiğim için, bu öğlen çok memnun oldum, sıcak yahu!!!
- çay iyi demlenmiş, güzel.

öptüm müydü?