15 Haziran 2010 Salı

yeden ayamadın kocacik?

mermerleri döve döve, tokatlaya tokatlaya yıllarca çalışan, elleri fırıncı küreği gibi olan tokatçılar varmış ya Osmanlıda.
bildiniz mi?
hah işte onlar tarafından şöyle kaba etlerine doğru sağlam bir tokadı hak ediyor bunlar.
öyle ki arkadan o tokadı yiyince öne doğru 5 metre uçup, dizüstü kapaklansınlar da, oturup zırıl zırıl ağlasınlar.
gerçi ona da tahammül edilmez ha!
"uf oldu" diye yeri göğü inletir bunlar.
olmaz olasıcalar!

kimler mi?
şeyler işte, "kocasıyla konuşurken çocuk sesi çıkartan, çocuk tonlaması, vurgusu, konuşması-konuşamaması yapan kendi gelişmiş, beyni ruhu gelişememiş gelişemeyesice kadınlar"
allahım sen bunları nasıl yarattın, nelerini eksik kodun (tövbe haşa!) yarebbim?
deli olacam, ay valla tiksiniyorum, tahammülüm yok, zorla değil ya!

len kocan o senin!
sen mi manyaksın adam mı sapık?
çocuklara meyilli de, ele güne ayıp olmasın diye seni mi kakaladılar?
niye yarım cümlelerle, eksik harflerle, hastalıklı bir vurguyla konuşuyorsun?
sevimli mi oluyorsun, şirinlik mi bu, bak ben o kadar masumum ki, kafam daha 3 yaş civarı iması mı?
bilen varsa ne olur bi anlatsın, hatta bunu sevimli bulan varsa bi izah etsin bana ne olur.
onlar mutlu evliliğin formülünü bulmuş da ben mi yaya kalmışım.
dudaklarımı uzatıp salakmış gibi ses çıkartırsam, cümleleri yarım bırakırsam ne kazanırım?
yok mu bilen?
3 tane 5 tane değil bunlar.
cahili var eğitimlisi, güzeli var çirkini,
20'lik olanı var 40'a dayananı, çıtırı var -allah sizi inandırsın- kazulet gibi olanı!
yok mu gören?
ayyhhh...!