29 Temmuz 2009 Çarşamba

Bölüm 2...

Mekana dışardan merdivenle çıkılıyor.
Ayakkabılarımın topukları 10 küsur santim ki o kadar küsur kadı kızında olmaz inanın (alper, olmaz di mi 8))
Etek yerlerde, arkası epey gerilerde.
Çıktık.
Bir kısım insan var, kimini tanıyorum, kimini tanımıyorum.
Tuhaf bir durummuş bu ev sahibi olma durumu.
Sanki tanıdığın tanımadığın herkesle, tanışıyormuş gibi davranmak durumundasın.
Hoşgeldiniiiiiizz.....
Merhaba, buyrun lütfen!
Tanımadıklar kibarca gülümseyip geçiyorlar.
Tanıdıklarla öpüşme sarılışma iltifatlaşma faslı.
8)

Salon dolmaya başladığında nikah saati gelmişti.
Nikah saati gelmişti de, gelin damat henüz yoktu.
Resim çekimi uzamış.
Birkaç resim stüdyoda çekmişler, biraz da dışarda, çayırda çimende.
Fotoğrafçı şöyle yap böyle yapma dedikçe kardiş sinirlenmiş.
-ne gerilim veriyon yaa, diye çıkışmış adama. (gerilim veren kendisi, haberi yok)
Kısçe elindeki çiçeğe bakmaktan şaşı olmuş, kardiş abuk pozlar vermemekte direnmiş.
E haliyle uzamış biraz.
Uzamış uzamasına da, bu planlardan sapma demek.
Dj (kuzen sayılır bizim, halamın torunu. Ama akıl 10 karış havada bi çocuk, eski bi yazıda şikayetlendiğimi hatırlıyorum. Annesini çok küçükken kaybedip, sonra gerzek babasının yanında amerikada heba oluş bi çocuk bu) hasta!
Olabilecek, çıkabilecek tüm aksilikleri önlemek için milyon kere kontrol et her şeyi, ama çocuk hasta olsun!
Zaten geç kaldı.
Müzik çoktan başlamış olmalıydı, bizimki penisilin iğnesi olup geldiğinde.
Ayakta zor duruyor yavrum, ter içinde.
Neyse, bi şekil idare edilecek artık diye sakinleştirme gayretindeyim kendimi.
Her şey planlı zaten, insiyatif gerektirecek bi durum bırakmadık.
Nikah öncesi kokteyl girişinde çalınacak müzikler belli.
Giriş müziği belli
İlk dans belli.
Tebrikleşme faslı sırasında çalınacaklar hazır.
Vur patlasın çal oynasınlar tamam.
Di mi...
Kontrollü yani herşey.

Ben bi oraya gidip gelenlerle laflıyorum
Bakıyorum kapı boş kalmış oraya seğirtiyorum
Bakıyorum merdivenden çıkanları tanımıyorum, hiç çaktırmadan uzaklaşıyorum
bakıyorum.....aha!
len eteğimin arkası, yerde sürünen kısımda ufak bir yırtık, topuk oraya bi girerse uçarım. Arkada sökülen uç kısmı kopartıyorum.
Bakıyorum..saate.
Az kaldı.
Ne zaman geleceksiniz diye kardişi arıyorum, açmıyor.
Gözüm karkalarda.
Onlardan çıkış için haber bekliyorum.
Diyorlar ki 3-5 dakika sonra gelecekler
Tamam.
Tamam da,
Dj geliyor yanıma:
-Ablaaa...giriş müziği yok!
-neeeaaaaaaa!!!!!! nası yok?
-yok abla, bilmiyom, abimler yazıp verdiler bana müzikleri ama hangisinin giriş müziği olduğu yanında yazmıyor, sen biliyo musun?
Allahım ter bastı.
Kısçe milyon kere dedi ki, çok önemli değil bir şeylerin çalış sırası zaten, girişte, dansta sorun çıkmasın da!!!
Giriş müziği yok!!!!

Karnımda uçuşan kelebekler, son nefeslerini de verip öldü galiba.
Bi fenalaştım.
Koştum dj masasına.
Kağıtlar, cd’ler...
Baktım kısçenin yazısı ile bir liste.
Giriş müziği: şu cd, 7 numaralı parça!
Şükürler olsun.
Cd’ler içinde o cd’yi de buldum.
“Yavrucum, bu cd. 7 numara. Aman diyim, gözünü seveyim, gözün karka’da olsun, merdiven başından işareti çakınca, gir müziği”

Koştum merdiven başına.
İki gözümden biri aşağıda, biri yanda (olabiliyormuş evet 8))
Ellerim titriyor, midem yanıyor, nabzım arttı.
Hah!
Hah?
Anam!
Bizimkiler tam girecek onlardan önce, geciken bir gurup misafir işgal etmesin mi merdiveni.
Etmesindi ama etti.
Karka ile dj arasında da iletişim kopmasın mı?
Kopmasındı ama koptu!
Dj müziği çalmaya başlamasın mı!
Başlamasındııı... 8(
Misafirler sırıta sırıta kapıda hoş bulduk demesin mi.
Sel nerdeeeeeee!!!!
Len, müzik sus!
Başlamış müzik susar mı, susmaz.
Dj devam ediyor
Karka eliyle boğazını kesiyor
Ben dj’e koşmak üzereyken gözüm karkaya gidiyor
Karka devam diyor
Müzik devam
Müzik devam çocuklar yok.
Misafirler anlamsız bir halde.
Derkeeeen..
Karkalardan istanbul’dan geleni eline mikrofonu alıyor
“Sevgili misafirlerimiz.......”
Len resmen anonsa geçti çocuk zira müziğin etkisi azaldı, dikkat çekmek lazım.
Derken diğer kankalar elleri patlatırcasına alkışa başlıyor
Bizimkiler merdivenin ortasında duruyor.
Koşturma durumundayım da
Nereye ve niye koşuyorum bilmiyorum.
Alkışlıyorum,
Kolumdaki fotoğraf makinası oraya buraya çarpıyor
Anam! Makina! Resim.
Hemen resim çekmeye girişiyorum.

Çocuklar salona intikal etti.
Alkış kıyamet gırla gidiyor.
Kısçe galiba nefes alamıyor
Kardişin de gözbebekleri helezon olmuş, 8)
Transta gibi sürekli sırıtıyor.

Masaya geçip oturdular.
Nikah memuresi geldi.
Sonra kısçenin amcası
Sonra fundam.
Şahitler.
Falan filan filan,vıdı vıdı şudur budur derken..
Sen kısçe hanım, bu kardiş beyi eşin olarak kabul ediyor musun?
-EVEEET!
Böhüüüüü..... gözlerime bişeyler kaçıyor.
Bi bana değil üstelik, kısçe dağıldı, hüngürdememek için kendini zor tutuyor (sonradan öğrendim. Evet der demez annesiyle göz göze gelmişler, annesi ağlamaya başlamış. Kısçe naapsın, güzelim benim, salmış gözyaşları)
Sen kardiş bey, kısçe hanımı eşin olarak kabul ediyor musun?
-EVEEETT!
Hüngüürrrrrr... yok daha duramam ben, içimdeki ağlak saklambaç gözlerimden kaçmak için zorluyor, tutamıyciim, içim şişti, gözüm dursa burnumun direğinden çıkacak yaşlar galiba, sızlıyor. Ağlıyciim...
-ŞAKŞAKŞAKŞAKŞAKŞAK.......BRAVOOO, SAK ŞAKKK.......
Şampanya patlıyor.
Benim Cuma gecesinden hazırladığım 2 şampanya kadehi sel’in elinde masaya geliyor.
Kadehlerden birinde papyon, gömlek, düğme var. Smokinli kadeh
Birinde tüller, inciler, gelinlikli kadeh.
Kardiş dikip içiyor:
-Ziyan olmasın!

Tebrik mebrik ayağa kalkıyorlar, hasta dj müziği giriyor.
İlk dans müziği 5 dakikanın üzerinde.
Birkaç dakika sonra kardiş yanına çağırıyor resim çekme telaşındaki beni:
-ya kessin müziği çok uzun bu, dönüp durmayalım.
Koşuyorum dj’e.
Kes kes, bitirsinler, diğer dans müziklerini gir.
Değiştiriyor.
Oh.
Giriş tamam, ilk dans tamam.
Bitti telaşım.
Sel geliyor, dans ediyoruz.
Ortada diğer çiftler de var artık.
Eğlence başlayabilir benim için.
Kovuyorum saatlerdir karnımda midemi kemiren kelebekleri.
Artık eğlenebilirim.

Devamı sonra (e haliyle...)