17 Kasım 2009 Salı

sanki pazartesi sanıyorum bu günü.
ama pazartesi değil, salı olduğunu düşününce bile oh demiyorum, çünkü keşke cuma olaydı.
mızıklanasım, tembellik edesim, kitap okuyup, sıcak şarap içip, film falan izleyesim var.
dün şirketciğimiz bizi omurgamızı sevelim koruyalım konulu bir eğitime yolladı.
sürekli masa başında çalıştığımız için düşünülmüş olacak.
bi nevi kıyak.
tüm gün süren bi eğitim, o yüzden hiç gelmedim şirkete.
ingiliz bi abi yatırdı bizi yere, anlattı, gösterdi bişeyler yaptırdı.
oramızı buramızı eğip büküp,
daha da olmadı yanımızdaki arkideşe oramızı buramızı elletip durduk.
bence sorun yoktu da,
misal oda arkadaşım bir erkek bir miktar işkillenmiş:
"bu ne abi ya, yazılımcı çocuk kuyruk sokumum nerde başlıyor iyice bi tecrübe etti" dedi.
8)
eğitim sonunda bi arkadaşımla geldik eve
hafta sonu sıcak şarap yapmıştım da, 2 kupa artmıştı.
içtik, spor salonu çıkışı iyi oldu 8)

hafta sonu genelde evdeydim.
biraz nostalji yaptım.
kamerayı alıp, eski görüntüleri izledim.
annem-fundam-ben-kardiş
bi tiyatro oynamıştık.
dekor değilse de kostümler şahaneydi 8))
1950li yıllar
kardiş benim babam.
annem esas annem olmakla beraber benim sadece kalfa sandığım bir kadın.
fundam esas annem sandığım ama babamın annemle beni bırakıp kaçtığı ve 1 sene sonra eve beraberinde getirdiği diğer kadın.
izledim, güldüm.
ne eğlenmişiz, iyiki soytarmışız.

yeni eğlenceler tertip etmeli, yeni anılar biriktirmeliyiz.

siyah bi polar şalım vardı.
toz tüy tutuyor diye kullanmıyordum da durup duruyordu.
onu kesip biçip çanta yaptım, üstüne de renkli renkli ponponlar diktim.
pek şirin oldu.
kalan kumaştan 2 tane daha yapıp bizim odadaki kızlara hediye ettim.
makbule geçti.

ağaçların ve bodur yer bitkilerinin fosforlanmış renkli yapraklarına hayranım.
keşke hep böyle kalsalar.
ve ankara sadece sohbaharda güzel herhalde.

sustum, bitti.