19 Ağustos 2009 Çarşamba

antalya

'daydım.
birazcık yüzdüm geldim.
zaten hepi topu 3-4 gün işte.
evet sel ile gittim.
vladimir müsait değilmiş 8P
ama antalyada gördüğüm her rus vatandaşına viloş'u sordum.
sel'le de paylaştım tabi bu hissiyatımı
e insan kocasından bişey saklamamalı tabi.
o da "sen mutlu olacaksan aradan çekilirim" dedi sağolsun.
eklemeden geçmedi "ama sen 15 sene sonra vladimir'in tekerlekli sandalyesini iterken, ben hala 20'lik çıtırları tavlayabilitesi olan biri olabilirim"
peeeh...

phaselis'e gittik.
sel kayalıklardan girmeye çalışırken ayağını kesti.
ben deniz yatağının üstünde geçmiştim o tehlikeli kısmı, bana bişey olmadı 8)
deniz yatağı faideli bi icat.
akvaryum gibi, aşağıya baka baka gidiyorsun şeffaf başlık kısmından.
binen için eğlenceli ama izleyenler için de eğlenceli sanırım.
zira gerek yatağa çıkmaya çalışırken, gerekse yatakta ters dönmeye çalışırkenki denge bulma çabası esnasında kişi epey maskara oluyor.
ha bi de bikininin üstünün epey sağlam olması gerek.
niye?
ben bi ara deniz yatağında debelenirken sel ilerden
-saklambaaaç..saklambaaaaaçç.... yakan, yakan... hiiişş... yakanı düzeeeelltt diye bağırıyordu.
yakalı bişey giymediğimden olsa gerek üstüme alınmadım.
meğer benim bikini üstü sıyrılmış, onu kastediyormuş.
ayol yaka ne! diye çıkıştım.
dekolte bi bluz giyersin de adam yakana dikkat et der, tamam.
bikini üstünün yakası mı olur 8))))
-e ne deseydim elalemin içinde? dedi
-alooo saklambaç, memeler ayan beyan oldu diye bağırsaydın, hemencecik düzeltirdim, hem de gülecem diye boğulayazmazdım dedim.
neyse.
gittik geldik işte.
devamını bayramda yüzerim inşallah.
-bak zaten doğru dürüst tatil yapamadık, bayram devamı alırım 3 gün daha izin, atarım kendimi yine denize dedim.
-iyi bakarız, dedi.
tabi bayrama ulaşabilmek için arada ramazanı geçirmek lazım.
ay o kısma hiç girmiyorum.
çok gözümde büyüyor oruç bu sene.
du bakali.

şimdi bi ziyarete çıkayım ben müsadenizle.
özledim yav 8)