25 Kasım 2009 Çarşamba

iş-güç-kedi-hava-bayram-tatlı

dünkü yazımda dile getirdiğim ve "eeehh.. yakarım ulen bu şirketi" minvalindeki hislerim değişmiş değil.
bu mevzuda görüşmek ve yer yer köpürmek, yer yer "e ama canım kardeşim" kıvamında sitem etmek üzere dün ayarlamış olduğumuz, bugün tarihli öğle yemeği ve kurultay ise, bahtsız saklanbacınızın bir bahtsızlık örneği olarak bayram sonuna ertelenmiş durumda. zira katılımcılardan biri aniden ortaya çıkan bir ailevi durumu sebebiyle şirketi terk etmek zorunda kaldı erken saatte.
"çok üzgünüm, yarın öğlen yapsak olur mu" teklifi ise kabul görmedi çünkü e yarın zaten arife anacım, gideciz öğlen, ne durayım burda.
neysss..
bu ka bekleyen şahsım 3-5 gün daha bekler.
öğlen tatilimi madem boşa çıkardım, e madem de hava günlük güneşlik, madem kitabım da var, e ne duraydım, helva yapsaydım ya.
gittim yaydım kendimi bi yere, kitap okudum. işime faydası olmadıysa da bana oldu.
geri geldim şirkete.
sel'i aramak için dışarı, kapının önüne çıktım. kedoş yan cenahındaki tüm tüyleri paçama sıvamak suretiyle bir geçiş gerçekleştirdi, yetinmedi, döndü bir daha süründü. e aferim, kadir kıymet bilen bi kedi demek ki.
neden mi kadir kıymet?
e ben söylemedim di mi?
pazar günü sel 2-3 saat uğraşıp, kesip, biçip, delip, çakıp, testereler, vidalar, matkaplar, yalıtım malzemeleri.. falan uğraşıp ona bi kulübe yaptı.
kedi kulubesi mi olurmuş deyip geçmeyin, baya konut oldu.
bak yan tarafta resmini gördüğünüz, neredeyse masa boyunda, üst üste 3 kedinin ayakta durabileceği yükseklikte bir kulübe yaptı. bir kedi değil, 5 kedi + ortancalarından bir köpek güzelce yaşar içinde 8)
malum kış geliyor. bu kedoşcuk da artık şirketin demirbaşı bi kedicik. sokak kedisi desen değil, ama ev kedisi konforuna da sahip değil. yazın mutlu mesut yaşar, çimenlerde göbek ısıtırken, kışın soğukta büzüşüp, bi karton kutunun, içine konan bi eski kazağın falan üstüne uyumaya çalışıyordu.
söyledim sel'e. şuna yağmurdan sudan soğuktan etkilenmeyecek bi şey yapsak diye. hah işte, o da şahane malzemeler almış geldi.
su geçirmez OSB ahşap denen bi malzemeden kulübenin dışını yaptı, fombort denen yalıtım malzemesiyle de içini kapladı. mis gibi sıcak bi yuva oldu kediciğe. getirdik pazar günü şirkete, koyduk. kedicik mutlu. artık bu doğurur da valla 8))
ay neyse yaa.. amma uzattım, ne diyordum.
ha sel'le konuştum işte. stres, mtres.. valla bu adam stresten, sıkıntıdan, gerginlikten ve endişeden ölmezse (allah muhafaza), bi insan bunlardan ölmüyor demektir. daha fazlası zor olur çünkü.
o değil de,
bayram da geliyor.
telefonu, kapıyı, hatta akşamları ışığı falan kapatıp oturasım var. ne bi yere gidesim, ne birine tatlı ikram edesim, ne de bayramlık giyesim var. bayramlık mı.. hahahhaaa. diye gülünmesin rica ederim. bayramda bayramlık giyilsin! haaa ben giymem o ayrı!
huzurlarınızdan ayrılmadan evvel, bir bayram datlısı tarifi de vermek suretiyle ağızlarımız tatlansın temennisine katkıda bulunmak istedim. ben yaptım hemencik, çok güzel oldu valla.
şöyle ki:
marketten bi tahin helvası alınır.
afiyetle yenir 8)))
hahhaaaa.. yok yav şaka şaka... daha zahmetli bişey.
marketten helvayı aldınız mı, bunu bi ufalıyormuşsunuz, artık çatal matal.
sonracığıma içine bir portakal suyu sık.
sıktın mı.
portakalın kabuğunu da rendele.
baktın zor oluyor, ulen önce kabuğu rendeleyeydim keşke diyorsun,
bi daha sefere öyle yap 8)
kabuğu rendeledin, suyu da sıktın, bunu da karıştırdın mı?
koy bunları tek kişilik fırın kaplarına (tek kişilik kabım yok diyorsan, vazgeçme, normal bi kaba koy. ehemniyetli olan kap değil, içi zaten. kabı yemiyeceksin)
at anacım onları fırına.
bekle ha, unutup gitme, 10 dakkada oluyor zaten.
beyle köpür köpür, kabarık bişey fokurduyor.
çek al fırından.
cazibeye kapılıp da kaşığı daldırma ama hemen
bak tat memeciklerini yakarsın, günlerce geçmez sızısı, söylemedi deme.
az bi bekle ılısın.
yi sonra.
ay pek güzel oldu kııızzzzz.....
8))))
muhtelif konulardan derlediğimiz bugünkü yazımızı da sonlandırken,
sabah sürmüş olmama rağmen, üzerine far da sürdüğüm için (evet ruj üstü far. noolmuş!) hala dirayetli biçimde mevcudiyetini koruyan kırmızı rujumla öperim.
8)