9 Aralık 2009 Çarşamba

hişşş..blog..bak bi.

canım sıkılıyor blog.
bak farkındaysan direk, aracısız olarak senle konuşma moduna girdim, anla yani o derece sıkılmışım.
hep söylerim zaten yıl sonuna yaklaştıkça modum düşer, enerjim azalır benim.
pilli miyim neyim?
yıl sonunda niye böyle oluyorum.
neyse, sen nerden bilecen bunu.
zavallı bir blog sayfasısın.
zavallılığın blog sayfası olmandan kaynaklı değil, yanlış anlama.
ne blog sayfaları var o - hooo..
ben şu insan halimle kıskanıyorum onları.
ama sen öyle mi yaa..
düşe düşe bana düşmüşsün.
yazık kız sana!
fekat kendimi bırakıp sana üzülemiycem şimdi.
kendim üfleme, püfleme durumundayım fultaym.
hem sen aralık ayının adı neden aralık diye hiç düşündün mü?
biliyorsan allasen söyle.
böyle hep insanı ikilemde bırakan bir hava yok mu?
aralık.
ne tam açık, ne tam kapalı.
öyle aralık duruyor.
gıcık ediyor insanı.
ittirip kapatasın, ya da tekmeleyip açasın gelmiyor mu?
bi ben mi deliyim?

öff..
canım sıkılıyor blog.
bak hatırlar mısın senin eski evde bi konuşmuştuk geçen sene.
teröre de, şehide de alışıyoruz diye.
tepkilerimiz azalıyor, belki üzüntümüz, duygularımız bile azalıyor.
ne korkunç değil mi.
duygunun ve tepkinin azalması insan için yaşamdan kopmak demek.
dön bak şimdi
geçen gün aynı şekilde pusuya düşürülüp de ölen 7 çocuk için kaç balkona bayrak asıldı bi say.
hayır zaten asılmasın da, o değil derdim.
assan ne assamasan ne ki!!
laf!
ama bi düşün tv programları iptal edecek tepkiye sebep olan 7 şehitten, haber olarak kalan 7 şehidin nesi farklıydı?
belki adı.
belki o bile değil.
bu işte.
alışıyoruz.

doğal gaza %50 zam yapılacakmış yeni yılda.
haber yorumcularından biri "size verdiğim oylar haram olsun" demiş.
vermeyeydin, aklın nerdeydi dedim içimden.
ama onlar kuruysa, biz de yaşız blog.
canım sıkılıyor.

şu dünyanın süsü olan hayvancıklar var ya,
hah işte onlar bile dert kaynağı artık.
magissa son günlerde bahsetti hani, bu lanet olası sirk eziyetlerinden
ve dahasından....
işkence ile öldürülen, öldürülmekten beter edilen o masum canların deney merkezlerindeki yaşamlarından.
midem kasılıyor, kusacak gibi oluyorum blog.
ağlamıyorum ama gözlerim yaşla doluyor.
içimden kin, hırs, intikam duyguları yükseliyor.
insan olmaktan değil hayır ama
insanlığın durumundan utanıyorum.
güvercini ürkütmeyeyim yazık şimdi konmuş oraya diye pencere açmayan ben,
bir insanı içimin yağları eriye eriye yüz parçaya ayırıp aç hayvanlara yedirme arzusuyla yanıyorum.
e ben de nihayetinde 6 karış 4 parmak, 47-48 kilo bir insanım.
bu kadar yoğun duyguyu kaldıramıyorum.
çöküyorum.

sıkılıyorum blog.
gönlümden geçenin yüzde birine yetecek param yok.
bana milyarlar milyarlar çıksın istiyorum piyangodan.
o kadar çok para istiyorum yani, kazanılamayacak kadar çok.
iddiaya girdim allahlan. (tövbeeeee....)
ama yok o biliyor ya içimi, kızmıyor bana.
allahım yaaa, dedim ona.
bak bi ver bana para, yemin olsun layıkıyla kullanıcam, hiç de şaşırmıycam, telefonuma pırlanta, tuvaletime plazma taktırmıycam dedim.
duymuştur muhakkak,
bekliyorum.

bekliyorum da, bunalıyorum blog.
bunaldıkça ne yapacağımı şaşırıyorum galiba.
dün duştan sonra, biraz kuruyan saçlarımı büktüm.
ufak ufak tutamlar yaptım, kendi etrafında büke büke döndürüp, etrafında dolayıp tepeme tokaladım.
yattım da öyle.
sabah da kalktım.
ayna karşısına geçip çıkardım sayısını bilmediğim tel tokaları.
saçlar fark etmemiş olacak, kıpırdamadılar.
elimle müdahele ettim, dağıttım, açtım.
bi gör ne oldu!
bonus reklamlarının yeni yüzü gibi oldum.
yusyuvarlak, dapdağınık, kıpkıvırcık.
öyle de geldim işe.
sel beğendi beğenmesine, kaçınılmaz olarak ama..
şirket soförlerinden ipraam abi "saçın dağılmış" dedi bana 8)
evet, bonustan teklif geldi, bir gün böyle gezersem 5 lira bonus yükleyeceklermiş kartıma dedim.
5 miiii.. yapmasaydın ben 10 lira verirdim dedi.
e iyi bugün 5 bonustan, yarın 10 senden.. geçinir giderim dedim.
o haldeyim blog, anla beni.

özetle, çok canım sıkılıyo benim.
o yüzden öyle afilli bi yazı bekleme benden e mi.
kendi kendini oyalayacak bişeyler bul hatta.
ben bi ara gelirim.
hadi öptüm seni.