6 Temmuz 2009 Pazartesi

bugün

dedim ki gidip nispet yapayım biraz.
övünmekti maksadım.
sonra "len, nispet ya da nisbet hangisi doğru ki" diye TDK'ya gittim.
nispet sözlükte yer alan biçimi ama arapça nisbet'den geliyor galiba.
yani ikisi de yanlış sayılmazdı.
neyse.
fakat baktım övünmekten ziyade kıskandırmak veya üzmek için yapılırmış.
vazgeçtim hemen.
üzmek mi!!
tam kaş yapayım derken göz çıkarmak olacaktı.
derdim sevincimi, mutluluğumu falan paylaşmak, övünmekti birazcık da.
ayyhhh..
uzattım ha!
şimdi baştan.

ben çok mutlu oldum bugün.
sabah telefonum çaldı, güvenlik görevlisi kargonuz var dedi.
öyle güzel bir hediye aldım ki.
kıskandırmadak kimseyi, yazıvereyim yine de, kendini bilir ilgili şahıs!
çoook seviyorum seni.
sonra
ünsüm yazmış, çok seviyorum seni, öyle güzel olsun haftan şaşırıp kal diye.
böyle pırıl pırıl oldu içim.
ağzım kulaklarımda duruyordum, duruyordum evet, yapmam gereken iş var ama, hataya gelmez. ben de kafamı veremiyorum.
derken,
penceremin tam önündeki tahta sandalyenin arkalığına bi çocuk saksağan kondu.
yeni palazlanmış.
cılız.
hani bunların gövdeler böyle şişman şişman yuvarlacık olur ya,
bunun ki cılız.
gözler de bebek gözü.
koca pörtlek şaşkın bakan bebe gözü.
annesi de geldi peşinden.
2 saksağan 1 metre ötemde.
annesi ağzına mama boşalttı, çocuk saksağan doğmadı, çekmedi ağzını.
ikisinin gagası arasında böyle tükürük salyası uzadı 8)))
anne uçtu, muhtemelen 2 metre ötede yerde duran kedi mamalarından kaçıracak yine.
bebe saksağan kafasını cama çevirdi.
gözgöze geldik.
camlar dışardan ayna olduğu için o beni görmedi
ben baktım şaşkın pörtlek gözlerinin içine.
sonra uçtu bu.
8))

masamda hediyem
kulağımda harika müzikler
ekranda içimi ısıtan sevgi sözleri.

şanslıyım yahu!
bi mutluyum.
e hi 8))