4 Şubat 2009 Çarşamba

bir iş yeri öyküsü

önce erkek vardı.
(insanlık tarihi anlatmıyoruz! dedim ya iş yeri hikayesi)
hem karizmatik bi tip, hem de sıcak kanlı.
geldikten hemen sonra, kısa zamanda, insanlarla iyi ilişkiler kurdu.
"tek adam" pozunda gezmeye başladı.
belli bir süre sonra diğer erkek geldi aynı kadroya.
aslında daha yakışıklı, daha da nazik fakat diğeri kadar konuşkan olmadığından insanlarla ilişkisi daha kısıtlı kaldı.
ilk erkek bize daha önce göstermediği bir yüzünü göstermeye başladı bu ikincisi gelince.
kavgacı.
hem de nasıl.
ağız dalaşını hep o başlatıyor, arkadaşlık ilişkisinin yakınından bile geçmiyorlar.
hani neredeyse eski bir husumet var aralarında, burada tesadüf denk geldiler diyeceğim!
ikinci erkek, dedim ya aslında daha iyi huylu görünen, daha sakin bir tip, diğerinin hakimiyetini kabul etmek zorunda kaldı.
aynı mekanlarda bulunmuyorlar.
ancak ilk erkek yoksa ortalıkta, insanlarla kaynaşabiliyor ikincisi.
o da çok kısıtlı.
derken,
bir dişi, ama allah var gerçekten çok hoş bir dişi katıldı aramıza.
genç, baya çıtır bişey,belli.
ürkek.
kimseyle konuştuğunu görmedik başlangıçta.
samimi teklifleri ustalıkla reddediyor.
fakat dedim ya, çok da güzel, kibar, akıllı görünüyor.
bizim karizmatik ve asabi erkeğin gözünden kaçmazdı tabi bu şahane dişi.
hemen yakınlık kurmaya çalıştı.
uzaktan geldiğini görüp gözüyle takip etmeler, yanına gitmeler, flört lafları falan.
fakat güzel kız hiç pas vermedi.
tersledi
uzaklaştı
bağırdı hatta.
diğer erkek de hoşlandı ondan, görüyorum.
ilki kadar bariz tavırlarla göstermese de, çaktırmadan yakınında bulunmaya çalışmasından, uzaktan bakışından belli.
ama ilk erkek yüzünden zaten sosyal ortamlarda bulunma sıkıntısı vardı.
şimdi iyice az görünür oldu.
dün bizim efe yoktu.
neden gelmedi bilmiyorum, gelmemiş.
bahçeye çıktığımda gördüm bu ikisini.
çıtır kızla, efendi çocuğu.
kız yine biraz çekingen,
çok yakınlaşabilmiş değil çocuğa ama,
diğerine verdiği tepkiyi vermiyor.
bizim ezikliği kabullenmiş kibar oğlan da, öbürünün yokluğunu fırsat bilmiş rahat rahat dolaşıp, boy göstermede.
gülümsedim.
yakıştırdım ikisini birbirine.
hem de sürekli azarlanıp kovalanan çocukceğiz bu sayede sadece çıtır kız ile değil, hepimizle iletişim kurabilir kıvamda. rahat.
bugün öğle yemeği sırasında bizim çıtırı tek başına buldum bahçede.
hava nasıl güzel nasıl güzel.
bahar gibi.
sırtımı güneşe verip ısıtmam mümkün oldu.
baktım bu da güneşleniyor.
keyfi de yerinde.
gözüm iki erkekten birini aradı ama bulamadım.
süper bir fırsat kaçırdılar diye düşündüm.
içeri girdim.
az önce hava almak için yine çıktım ki ne göreyim.
bahçeye kurulmuş bizim asabi ilk erkek, yemek yiyor.
kızı görememiştim ki, baktım ilerden geliyor.
bizimkinin gözler bir açıl.
kızı gözleriyle yiyecek vallahi, her adımını takip ediyor.
kızceğiz de bundan habersiz kırıtmada.
derken bizimki yemeği falan bıraktı, bunun yanına yürüdü.
ama kız durmadı, göz mesafemden çıktı, devam etti yürümeye.
bu da peşinden kayboldu.
az sonra bir bağırma, bir bağırma....
peşinden bir ağlama!
8)))))
kızceğize bişey yaptı mı sandınız yoksa.
deli gibi bağırıp ağlayan bizim erkek!!!!
kızı bilmem ama bu kös kös ve ağlaya ağlaya geldi geri.
hay allah ne oldu falan dedim ama pek fayda etmedi.
başını okşadım yalnız.
şimdi meraktayım acaba güzel kız, diğer oğlanla mı yakınlaştı ki.
bak söylemedi demeyin, kanlı kavga çıkar vallahi.
zaten burası benim bölgem, ben buldum diye dövüp duruyordu bu duman, kibar çocuğu.
bir de kızı kaptığını duyarsa, kanlı kedi savaşları yakındır derim.
*************************************
16:45 ekleri:
ilk resim çıtır kızımız. endamı pek güzel ama ayakta çekemedim. dedim ya biraz çekingen zaten:

alttaki ise karizmatik ve asabi ilk erkeğimiz duman. çok insan seven, konuşkan bir kedi ama aslında buranın hakimi benim havasında.

ikinci erkeğin de resmini koyacaktım ama dediğim gibi, dumanın olduğu yerd eonu görmek pek mümkün olmuyor. zavallıcık kimbilir nerde oturmuş, bizim çıtır'ı hayalleniyordur. 8)