27 Mart 2009 Cuma

öğreten, öğretmeyen, öğretmen...

hayatımda tam 16 sene okula gitmişim.
sınıfta hiç kalmadan, sene kaybetmeden okuduğuma göre 16 ayrı sınıf okumuşum demektir.
5'i ilkokul
3'ü ortaokul
3'ü lise
5'i üniversite olmak üzere.
bu yıllar boyunca da onlarca kişi "öğretmenim" olmuş hayatımda.
ama,
düşününce,
teorik olarak öğretilen, çoğu sadece sınıf geçmeme yarayan bi milyon şey'in haricinde,
bana bişeyler katan 3 tanesi geliyor aklıma.
"iyiki öğretmişler" diyerek hatırladığım.

biri ilkokuldaydı, bir yaz tatilinde öldüğünü öğrendik.
din derslerimize gelen, adını şimdi hatırlayamadığım bir adam. (annem kesin bilir adını. 3 isimli bir adamdı.)
hani bi sürü dua, sure falan ezberlettirilir de sınav yapılır.
bu adamın dua okutup not verdiğini hiç hatırlamıyorum.
sadece yaz -ya da sömestir- tatilinde bir ödev vermişti.
ayetel kürsi duası vardır, onu ezberleyin.
bi geldim baktım ki, allaaaahhhh.. uup uzun bi dua.
dedim bu dua ezberlenecekmiş.
rahmetli babaannem "evet uzun bi dua, ama öğrenebilirsen, çok yararlı bi duadır" demişti.
tam ne konuştuk hatırlamıyorum ama sonuçta edindiğim bilgi şuydu:
tek bir şey öğreneceksen dua anlamında, bunu öğren yeter!
ezberledim.
ezberledim ve belki de okuduğum, sığındığım, güvendiğim, karşılık aldığım tek dua oldu.
ne zaman korksam,
ne zaman bi dileğim olsa
ne zaman paniklesem
üzülsem
çaresiz kalsam
tutunacak bişey istesem ama bulamasam yani.
fark ettim ki, içimden sessizce bu geçiyor.
sular serpiliyor kalbime.
ve pek çok seferinde de, o adını hatırlayamadığım, zayıf, esmer, görünümü ve öğretisiyle farklı olan, erkenden de ölüp giden öğretmenim geliyor aklıma.
iyi ki, iyi ki vermiş o ödevi.

bahsedeceğim 2. öğretmen yine bi adam.
ortaokul dönemimin bir tarih öğretmeni.
her zaman işinize yarayacak bir sır, bir ipucu vereyim size demişti bir derste.
hayatınız boyunca pek çok arapça kökenli sözcükle karşılacaksınız.
anlamı ne ki diye düşünürsünüz çoğunu.
kolay bir yol var.
arapça mantıklı bir dildir.
ipucunu kendi verir.
kelimeler çoklukla 3 sessiz harften oluşan bir köke dayanır.
bazı harfler köke dahil değildir, kural bu.
mesela baştaki m.
ezberle bunu "baştaki M kökten değildir"
misal muhabere
at M yi, say kalan sessizleri.
H-B-R
getir aklına bu sessizleri içeren bildiğin kelimeleri
HaBeR mesela.
demek ki muhabere'nin haberle alakalı bişey olduğunu anlıyoruz.
çoğaltık örnekleri ders boyu bağıra çağıra

Valide
Veled
Vildan (yeni doğmuş çocuk demekmiş mesela)
kitap
mektep
kütüphane
katip
hakim
hakem
mahkum
mahkeme

sıraladık durduk, hem eğlendik, hem öğrendik.
ne zaman anlamı ne ki dediğim bir arapça kelime duysam şimdi tekrarlarım içimden:
bak kök harflerine, getir aklına aynı kökten kelimeleri.

üçüncü öğretmenime üniversitede denk geldim.iletişim ve toplum dersine giren, 70'li yaşlarda bir profesör hanım.
Saçma sapan tercih listesinde denk geldiğim ve okurken de, sonrasında da sevmediğim bölümün, en sevdiğim dersi ve hocası oldu önce.
sonra, bir nevi arkadaşım.
Yaş farkının arkadaşlıkta hiç önemli olmadığını onunla fark ettim mesela.
Bir başka yakın arkadaşım vardı.
beraber, ders aralarında, öğle tatillerinde, bazen çıkışlarda, hocamızın odasında muhabbete giderdik.
Kısacık boylu, yapılı saçlı, hep ama mutlaka uzun ve manikürlü ve kırmızı ya da mor boyalı tırnaklı, üst dudağı kırmızı rujlu (alt dudağı hep üst dudağının altında durduğundan, boyuyorduysa da ya görünmüyordu, ya yiyordu) süper şahane bi kadındı. Dostluğu, öğretmenliği, hayat görüşü, arkadaşlığı, bilgisi.. şahane bi kadın.
Sanırım hayatımda gördüğüm en “kitap dolu” ev onunki oldu şimdiye kadar. Bir yaz tatilinde önce aramış, adresini öğrenmiş, sonra bi pasta alıp gitmiştik kahve içmeye. Gözleri ışıldamıştı bizi görünce. Boylamasına yarıdan bölünmüş, genişliği 2 metre ise 1 metresi yerden yukarıya kadar dizilen kitaplara ayrılmış koridorundan geçip, duvardan öne çekilip, arkası yine yerden tavana kitapla doldurulmuş kitaplığının önündeki kanepeye oturup, kadınlardan aşka, dinden mitolojiye, burçlardan fala, annesinden hayata.... sohbet etmiştik.
Önerdiği harika kitaplar da kazancım oldu, yaptığımız sohbetler de.

Bunları yazarken düşündüm:
E? Bu kadar mı? 16 sene okudun da aklına gele gele bu kadar mı geliyor? Düşün bakayım, bulursun belki birkaç kişi daha?
Ama düşünmedim.
Düşünmeden aklıma gelenlerle düşünüp de bulacaklarımı aynı kefeye koymak istemedim.
O yüzden sadece bu kadar yazacaklarım.
Bu yazı burada dursun istedim.
Hayatta olan veya olmayan ama bana kattıkları benimle yaşayacak olan öğretmenlerim anısına.