tag:blogger.com,1999:blog-35155388279095078902024-02-20T10:08:00.273+03:00.........http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.comBlogger213125tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-75961820124164098772012-02-08T14:44:00.000+02:002012-02-08T14:44:59.811+02:00matematiktoplam 26 kişiler.<br />
26 kişiye toplam çocuk sayısı 83<br />
adam başı 3.19 yani.<br />
<br />
oymuş demek ki "en az" 3 çocuk hesabı.<br />
.19 kısmı da küsurat.<br />
ikide kalan yetersizlerin ayıbını kapatmak içün.<br />
hm.<br />
aydınlandım...http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-56237136351597398592012-01-23T09:52:00.000+02:002012-01-23T09:52:33.712+02:00belki de kötüyümiş yerim yansa...<br />
hani haber alsam bi gece, bi şekilde, deseler ki şirket yanmış. o koskoca bina kül olmuş, baya bildiğin yandı bitti kül oldu, yanmış, batmış....<br />
aklıma gelecek şey "çekmecemde kitap var mıydı ki? aa...bazı notlarım vardı yaaa...püüüüü!"<br />
yemin ederim budur.<br />
en fazla bir iki kişisel ıvır zıvırıma üzülürüm.<br />
şirket yanmış batmış diye "tüh" demem.<br />
kediyi bulmalı, derim bi tek.<br />
<br />
o derece nefret ediyorum burdan.<br />
bu beni kötü yapıyorsa, yaparsa..<br />
belki de kötüyüm...http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-79338380791646032222012-01-12T16:46:00.000+02:002012-01-12T16:46:56.673+02:00istiyorumşirketten ayrılanlar veda notu yazıyorlar:<br />
"bilmem kaç yıldır severek çalıştığım şirketimden ayrılıyorum, burada çok güzel günler geçirdim, bana çok katkıları oldu, asla unutamayacağım kazanımlar cart curt... sizleri hiç unutmayacağım, çok özleyeceğim falan filan.."<br />
buraya yazıyorum.<br />
yazıyorum ki gerçek olsun.<br />
ayrılırken herkese atacağım o "veda maili" burda dursun:<br />
<br />
"7 küsur yıldır sevmeden çalıştığım, hiç bi hayrını görmediğim, bana ne kişisel, ne mesleki anlamda hiçbir katkısı olmayan, bütünüyle zaman kaybı olarak değerlendirdiğim şirketten (şirketim demek bile gelmiyor içimden) bugün itibariyle güle oynaya ayrılıyorum. sizleri de elbette özlemiycem. bi-iki kişi var, onlarla da zaten görüşürüz. ha, kapının önündeki kediyi özlerim bak, kedidir sonuçta.<br />
hadi ben gittim, çok bile durdum aslına bakarsanız da o da işte benim salaklığım. ben zaten size çok fazlaydım"<br />
<br />
bu maili yazıp da yollamayan saklambaç ne olsun...http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-10266253073591505612012-01-06T09:44:00.000+02:002012-01-06T09:44:38.562+02:002012 kararları2012 kararlarımın en önemlisi "bu sene yeni yıl kararları alıp hayata geçirmek" olmuştu.<br />
6. gündeyiz, duruma bakalım:<br />
-yazımı değiştirmek: özel notlarımı el yazısı ile yazan bir insan olmak istedim. şimdi bu sebeple bir defter yazıyorum. sıradan günlük anlık şeyler. el yazısı ile. 8) bakalım "ne güzel yazısı var" bir insan olabilecek miyim?<br />
<br />
- ikinci bir tire koydum diye bir madde daha yazıcam gibi göründü ama başka yok.<br />
<br />
allah da beni bildiği gibi yapsın 8(..http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-59659989755859988512012-01-02T13:49:00.000+02:002012-01-02T13:49:24.488+02:00yılbaşı gecesielektirikler kesild!<br />
<br />
masada abur cubur, meyve, çerez, rakı, şarap<br />
koksun diye yakılmış bir mum<br />
tv'de ntv açık (çok elit insanız canım!)<br />
bel ağrıyor, sırt tutuk diye sürülmüş bengay pomat.<br />
haliyle mumun vanilya kokusunu bastırmış bir mentol kokusu<br />
yün kuşak sarılmışım.<br />
sel de "alteşofman" üstü ona aldığım triko hırka (yeni diye giymiş, aferim)<br />
kedi azmış, mauuvv'luyor.<br />
hadi iyi yıllar diye kadeh tokuşturuyoruz ki....<br />
karardık.<br />
elektrik kesintisi sık yaşadığımız bir şey değil zaten<br />
bir de yılbaşı gecesi olunca...<br />
şaşırdık!<br />
<br />
bu ne yaaa..<br />
pencereye koştuk.<br />
yan çevre yöreler de kararmış.<br />
karşı pencerede yanıp sönüp yılbaşı ambiyansı yaratan renkli ışıklar da susmuş.<br />
resmen ciddi ciddi elektirikler kesildi lan yılbaşı gecesi! (lan demişim şaşkınlıktan kusura bakmayın)<br />
<br />
kaldık.<br />
aslında ne yalan söyliyim, bi eğlenme durumu geldi bana<br />
hayır zaten o kanal, bu kanal zıplarken <br />
ay 1 dakika kaldı, hangi kanalda gireyim diye şitres yaparken yeni yıla girmişim bunca sene de ne olmuş.<br />
en azından bi değişikliktir nihayetinde.<br />
<br />
koksun diye yakılmasına rağmen ben-gay'ı bastırmaya muktedir olmayan mum, ışığıyla işe yaradı.<br />
3-5 mum daha yaktık.<br />
bari pili bitene kadar müzik dinleyelim diye leptobu açtık.<br />
oturduk yerimize.<br />
sel'in telefon saatiyle benimki arasında 2 dakika fark var.<br />
çin atasözü müdür nedir, der ya:<br />
"bir saati olan adam zamanı bilir<br />
iki saati olan, o kadar emin değildir"<br />
emin olamadık<br />
vakit yaklaşınca<br />
annemi aradım, girdik mi deyu<br />
ay giriyoz galiba, du bakayım hah girdik dedi<br />
telefonda giriştik (bu fiilin işteş kullanımı pek olmadı galiba buraya ama..)<br />
kutlaştık.<br />
telefonu kapayınca sel'le kutlaştık.<br />
bari dans edelim dedi<br />
8)))<br />
hee olur, dedim.<br />
sallandık.<br />
benim bel zate sakat<br />
uzun süre dans etmet gerekse sel de sakatlanır diye kısa kestik elbet<br />
malum adam 2'ye katlanıyor dans edebilir pozisyona gelmek için.<br />
topuklu ayakkabıyla bile olmuyorken, çorapla hiç olmadı.<br />
oturuk yerimize.<br />
kombi söndüğünden ev soğumaya başladı.<br />
üstümüze battaniye çektik.<br />
cipsler uzak kaldı.<br />
kucağıma aldım.<br />
kadehi koyacak yer bulamadım, cipsi bırakıp kadehi aldım.<br />
peynir sehpada kaldı.<br />
onu da yanıma koydum.<br />
e peyniri sen almışsın dedi sel<br />
sen yoğurt ye, dedim <br />
8)<br />
çatal getirmemişiz.<br />
karanlıkta mutfağa gitmek zor geldi<br />
peyniri elimle yedim ara ara.<br />
gerçi meyveleri doğayıp üstüne de kürdan sapladıydım yemesi kolay olsun diye<br />
hah işte o kürdanlarla peynir yemeye çalıştım önce ama<br />
peynir yımşak olunca pek olmadı.<br />
mecbur parmakladım.<br />
o bişey değil de<br />
kadehi tutunca, kadeh kirlendi.<br />
olsundu<br />
muma tutmayınca pek görünmedi kiri<br />
8)<br />
<br />
2 kadeh içmiştim daha<br />
midem bulanmaya başladı biraz.<br />
çok fazla cips yemiş olduğumdan mıdır<br />
sırt ve bel nahiyesinde işini yapmaya çalışan bey-gayın, <br />
içeriye eğlenerek gelen şaraplı kan ile karşılaşınca artistik yapmasından mıdır nedir artık,<br />
bi keyfim kaçtı.<br />
<br />
amaann.. yatayım mı ki? diyordum.<br />
elantirinkler lütfettiler, geldiler.<br />
tilozyonu açtık.<br />
herkes girmiş tabi yeni yıla.<br />
kanal kanal gezerken<br />
viktoryassikrıt kızları görünmeye başladı.<br />
bu insanımsı canlıların bir anda görünüvermesi pek mümkün olmuyor zaten<br />
ayaktan başlayan görüntünün onca bacak boyunu aştıktan sonra kafaya kadar varması zaman alıyor.<br />
peeehh... diye diye seyrettik.<br />
yalan yalan, gerçek değil ki bu, amaaaaannn hayat mı bunların ki, yarım kilo kabak tatlısı bile yiyemezler falan diye eleştirdim. (evet, kabak tatlısı mevzubahis ise yarım kilo teferruattır.)<br />
sadece yaşam biçimlerinin zorluğuna dair eleştiri getirdiğimi fark edersiniz.<br />
olağanüstü güzellikleri hakkında eleştiride bulunanı allah çarpardı.<br />
<br />
sonra kanal mı değiştirdik, ne oldu bilmiyorum<br />
midem bulanıyor diye uzandım acık<br />
uyumuşum.<br />
2.5 civarında sel uyandırdı.<br />
kalkıp yerimize yattık.<br />
<br />
bir yılbaşı gecesi de böyle geçti işte...http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-72345698116892722782011-12-29T14:05:00.001+02:002011-12-29T14:08:37.725+02:00son 329<br />
30<br />
31<br />
ee..<br />
<br />
Maya'lanmadıysak pek de önemli değil bence, yine.<br />
<br />
+1 gün tatil olsaydı, bi hafif sevinme olurdu evet.<br />
o da olmayınca normal bir hafta sonundan farklı gelmiyor pek.<br />
plan program?<br />
ay yine akşam yemeği avrupa'da, gece içkisi amerika'da, sabah kahvaltısı avusturalya'da işte.<br />
klasik.<br />
çamı da koymadık ortaya.<br />
kedi dadanacak, kıl tüy dökülecek ortaya.<br />
evi süpürmeye üşenen ben, onları toplayıp kaldırana kadar yarı yıl gelecek.<br />
gerek yok.<br />
kişi kendini bilmek gibi irfan olmaz demişler.<br />
<br />
sönük, heyecansız, "yeni yıl geliyor, tirilaylaylom" modundan uzak bir yazı okuyun istemezdim elbet<br />
gönül isterdi ki koltuk yastıklarını gövdesine sarıp noel baba olacak bir sel kişisi,<br />
bahçeden söktüğü dalları kafasına takarak 4 ayak dolaşacak "geyik" bir saklambaç,<br />
boynuna renkli ışıklar takılmış halde yanardöner kıyafetiyle miyavlayan bir kedi sunayım size.<br />
kısmet değilmiş.<br />
gidenin arkasından kötü konuşmak gibi olacaksa da, zaten uyuz bi yıldı.<br />
ahdım olsun, dileklerimi eksiksiz yerine getirirse<br />
tam bu yukarda bahsettiğim şekilde uğurlarım 2012'yi.<br />
peşin peşin şımarıklık beklemesin benden.<br />
<br />
<br />
<strong>not</strong>ella:<br />
ataletim, bloğa yazınca oluyor demiş diye yazıyorum <br />
şimdiye kadar verdiklerinden beğendiklerimin tamamıyla, daha vermediklerinden en güzel olanların hepsini istiyorum 2012'den. (senin derdin bu saklambaç. net olamıyorsun!)<br />
ısrarla istiyorum.<br />
hadi bakalım.<br />
8)..http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-28528125940441443172011-12-19T16:23:00.000+02:002011-12-19T16:23:52.788+02:00mahrem mevzularaile bireylerinin mahrem mevzuları ortalıkta anlatılmaz ama...<br />
burası ortalık mı ki?<br />
yüzbin milyon izleyicisi olan gizemli bir blogger olmadığıma göre gayet aile içinde sayılmaz mıyım?<br />
evet. <br />
o halde buyrun:<br />
<br />
cumartesi günü bizim kız -afedersiniz- azdı.<br />
cumartesi günü tam olarak 5. ayını bitirmişti kendisi.<br />
aldığımız kadın "17 Temmuz'da doğdu" dediydi zira.<br />
cumartesi 17 Aralık.<br />
tas tamam 5 ay.<br />
<br />
zaten bi çenesi düşmüştü akşamdan beri.<br />
ama öyle "bana koca bulun" lafları etmiyordu da, daha ziyade bi sohbet havasında söylenmeler falan.<br />
evde yalnız kalıyor ya, anlatacakları birikti zaar diye bakıyordum olaya.<br />
-kuş gördüm<br />
-biblo kırdım<br />
-senin yüzüğü halının altına tıktım, gibi şeyler.<br />
ne bileyim derdinin başka olduğunu.<br />
<br />
cumartesi günü öğleden sonraydı, artık şüpheye yer bırakmayacak biçimde ilan etti koca isteğini.<br />
ppfff.. 8(<br />
o "maauuvv"lar,<br />
o "tövbesstağfurullah" dedirtecek haller..<br />
<br />
sel'e mesaj yazdım<br />
"müjdeler olsun, kızın azdı" diye<br />
"benim öyle kızım yok" dedi<br />
8))<br />
<br />
o her ne kadar kendisini inkar etse de,<br />
kız ona iyice sempati duymaya başladı.<br />
gidip ona sürünüyor.<br />
"e erkeksin nihayetinde" şeklindeki açıklamamı açılmış gözlerle dinleyen sel, kendini kedinin namusundan sorumlu hissetmiyor olacak ki "karşı komşunun kedisi erkekti" diye aklına gelen -kendince-harika fikri benimle paylaşmakta bi beis görmedi.<br />
e yok artık!<br />
<br />
ailemizde benzer bir tecrübeyi yaşayan var allahtan (burada "allahtan" demek bi yakışıksız mı oldu ne?)<br />
fundamı aradım.<br />
-Fundacıımm.. kız azdı!<br />
-ayyy tüüh..çok erken daha, çıtır gibi işte, dedi.<br />
-e ne yapaciz, hani bi ilaç vardı neydi adı?<br />
<br />
ilacı vermekten başka çare olmayınca pazar günü nöbetçi eczane aradık.<br />
sel'in "yemeğine şap katsak" şeklindeki sivri fikrine paralel olarak, yemeğine ilaç kattık.<br />
yavrucum "oohh.. yaş mama" diye yalana yalana yediği yemeğin içindeki ilacın etkisini mi gördü, yoksa yorgunluk mu çöktü üstüne bilmem ama, akşam rahattı çok şükür.<br />
<br />
akşam eve gittiğimizde ne şekil bi kedi ile karşılaşacağız bakalım.<br />
birkaç ay daha dursaydı edepli edepli...<br />
ppff....http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-8383178143699193582011-12-09T13:14:00.000+02:002011-12-09T13:14:02.157+02:00elâlemin kadını....eskiden olsa eve gittim, işe geldim, şunu yedim, bunu yaptım diye; toplasan anlatacak 3 cümleyi bulmayacak konularda uzun uzun bi yazı döşenirdim ki, gören baya bi maceralı, doludolu yaşıyorum sansa yeriydi.<br />
yazıkıran diye bi illete mi tutuldum ne oldu bilmiyorum<br />
yazmıyorum<br />
yazasım olmuyor çoğu zaman<br />
daha kötüsü de yazasım olduğunda da üşenir hale geldim<br />
bunun şöyle bir kötü tarafı oldu.<br />
yazınca olur olmaz her şeyi<br />
tüm o zamanların fotoğrafını çekmişim de albüme koymuşum gibi<br />
yani öyle bir "anlar arşivi"m oluşmuş gibi oluyordu<br />
seviyordum sonra resim bakar gibi yazı bakmayı<br />
hatırlayıp güldüğüm şeyler oluyordu ki yazmasam kaybolur giderdi.<br />
<br />
şimdi<br />
geçen gün yolda giderken komik bir şey oldu<br />
(bir tiyatro oyunu mu bu, film miydi?)<br />
iş yerinde kızlara, mail yoluyla anneme, kısçeye falan anlattım da<br />
gelip buraya anlatmamış olmayı<br />
kayıtlara geçsin diye yazmamış olmayı yakıştıramadım kendime<br />
sizin neyiniz eksik, değil mi ama 8)<br />
<br />
şimdi şöyle:<br />
geçen akşam iş çıkışı sel ile eve gitmeden önce bahçeli'ye gidip bişeyler yiyelim dedik<br />
-evde yemek yok<br />
ama fazla da gecikmeyelim dedik<br />
-evde kedi var<br />
gittik, acele acele bişeyler yedik, kalktık.<br />
arabaya doğru hızlı adım yürüyoruz.<br />
bir yandan da zıtlaşıyoruz.<br />
konu:<br />
hafta sonu sel'lerin bir akraba düğünü var<br />
ben de ne giysem sorusuna "annemden kalan mor elbise" yanıtı vermek üzereyim <br />
elbiseyi belki de hiç giymedim sel ile birlikte<br />
o yüzden ben "mor elbise" diyince hatırlamadı<br />
hatırlatmaya çalıştım:<br />
annemin gençliğinden kalan, mor, böyle boğazlı, oyuk kollu, dar, arkadan fermuarlı....<br />
hani tok bir kumaşı var, kendinden kabartma desenli..<br />
yok hatırlamadı<br />
kısa! dedim.<br />
-ne kadar kısa?<br />
-kısa işte. baya kısa. annemin gençliğinden kalan diyorum, o kadar kısa işte (annemler gençliklerinde tunikleri elbise diye giyiyormuş zaten, etekler el kadar, elbiseler neredeyse gömlek uzunluğunda)<br />
-görmem lazım hatırlamıyorum, çok kısaysa olmaz bizim akrabaların arasına, dedi sel.<br />
o olmaz diyince ben elbiseye iyice sahip çıktım<br />
-giyerim ben bana ne<br />
-görmem lazııııımmm.. çok kısaysa olmaz oraya.<br />
-evet çok kısa<br />
-ya kuzu, yakışık almaz o kadar kısaysa..<br />
-eeehh.. çok da fifi!<br />
<br />
affınıza sığınırım canım okuyucu<br />
ama bi şımarma mı geldi üstüme nedir, öyle dedim:<br />
-çok da fifi!<br />
<br />
-cık cık cııığğkk.. ne kadar terbiyesizsin, dedi sel.<br />
-kim, ben mi, a-ah niye be, fifi terbiyesiz bi kelime mi ki? küçük, sevimli bi köpecik adı.<br />
<br />
şimdi biz yolda acele acele yürüyoruz ya,<br />
bi yandan sel beni kınıyor, cık cık cık... terbiyesiz! diye<br />
bi yandan da ben lafımı savunuyorum.<br />
-çok: nicelik bildiren bir kelime; da: bağlaç; fifi: kucak köpeklerine verilen sosyetik bir isim, diye açıklama yapıyorum ki terbiyesiz lafını geri alsın.<br />
ama bana bi gülme geldi, kahkaha atar haldeyim.<br />
<br />
derken,<br />
karşımızdan gelen bir kadın bi anda yavaşladı, önümüze doğru hamle yaptı, sel'in mi, benim mi önünü keseceğine emin olamaz hallerde sağa sola adımlayarak... geldi önümde durdu.<br />
o durdu<br />
ben durdum<br />
sel durdu<br />
bir iki saniye bakıştık.<br />
sonra o "merhaba" dedi<br />
merhaba? dedim, çünkü ilk merhabanın tonu bişey soracakmış merhabası gibi değil. beni tanımadınız mı merhabası gibi. sel tanıyor herhalde diye düşündüm. ama sel suskun.<br />
gözümün içine baktı yine birkaç saniye. ay ama bi uzun ki o boş saniyeler.<br />
-benimle bi bira içer misiniz? dedi. "size bi bira ısmarlayabilir miyim?"<br />
ay üstüme iyilik sağlık!<br />
kimsin kadın!<br />
ben sadece "eeeğğğğıı..." gibi bi boşluk doldurma sesi çıkarttım, zira ne diyeceğimi şaşırdım.<br />
sel zaten hepten suskun, kadına bakıyor.<br />
-nooooğğluurr.. benimle bi bira için, size bi bira ısmarlıyım ha, lütfeeğğnn" diye ısrar etmeye başladı kadın.<br />
-aaa.. yok, çok teşekkürler, bizim biraz acelemiz var da... (ben de olayı gayet mantıklı bulmuşum gibi "neden" demiyorum hiç, kırk yıllık arkadaşa mazeret bildiriyorum sanki)<br />
-yaaaaa! kabul etmiyorum, noolur, noolur.. ayarlayın işinizi! hadiiii... <br />
-yok, gerçekten, zaten geç kaldık biz, eve gidiyorduk.<br />
-yaaa. bi biraa, çok sevdim ben sizi lütfen, o kadar güzel gülüyordunuz ki, bayıldım bayıldım, benimle bi bira için, noğğluur"<br />
sel araya girdi:<br />
-çok teşekkür ederiz nazik teklifiniz için, gerçekten. ama bekleyenimiz var....<br />
(kedi demedik kadına, "bekleyenimiz var" dedik. kedi desek, kadın paçaya yapışıp, yine de bırakmayacak gibiydi.)<br />
-ama telefon edin, ayarlayın! yapabilirsiniz, hadiii.... (kedi demediğimiz burdan belli zaten, telefon edip ayarlayın diyor kadın, bende makaralar zaten gevşek, iyice gülme geliyor)<br />
-valla imkan yok, çok geciktik zaten<br />
-kabul etmiyorum, lütfenn. hadi, bi bira. siz berabersiniz, ben yalnızım, çok güzel eğleniyordunuz, böyle insanlar yok etrafta, ben bayıldım size, gülmenize.... lüüütfeenn, kırmayın beni.<br />
ay valla böyle<br />
dakikalar oldu, kadın sanırsın senelerdir izini kaybettiği akrabasını bulmuş, öyle yalvarıyor. bayılmışmış bize, çok güzel gülüyormuşuz, dikkatini çekmiş, eğlenceliymişiz, bize katılsınmış, bira ısmarlasınmış....<br />
olacak gibi değil,kestirip attım:<br />
-başka sefer inşallah, bu sefer gerçekten imkan yok.<br />
8))) anacım neyin başka seferi, kadın kim, nerden geldi, nereye gidiyor belli değil. hangi başka sefer?<br />
ama dedim.<br />
en kibar ve terbiyeli (bana terbiyesiz diyenler utansın!) halimle:<br />
-başka sefere inşallah, dedim.<br />
<br />
kadını öyle üzüntülü, hayal kırıklığına uğramış, hatta küsmüs diyeceğim bir halde yolun ortasında bırakıp (elâlemin kadını ama.. insan yine de bırakıp giderken bi mahcubiyet hissediyor) koşar adım uzaklaştık.<br />
<br />
ve<br />
evde kedi bekliyor olmasaydı gerçekten de kadının teklifini kabul ederdik, evet.<br />
eh ne diyelim.<br />
kısmet!<br />
8)..http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-5416899579392069302011-10-19T13:56:00.000+03:002011-10-19T13:56:17.921+03:00...buraya not düşmek için yazıyorum sadece<br />
<br />
26 şehit (en az)<br />
22 yaralı (en az)<br />
bıçak-kemik-sözünbittiğiyer-intikam-bağrataş-hainlik-sorulacakhesap- ödetilecekbedel-ateş-düştüğüyer<br />
sadece gözyaşı<br />
sadece acı<br />
<br />
unutmamız ne kadar sürecek bakalım<br />
ne kadar yazık...http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-86774633630687234872011-10-18T13:35:00.000+03:002011-10-18T13:35:49.264+03:00eğlence...iş yerindeki parlak gözlü oğlan çocuğu beni çay alırken mutfakta, koridorda, bahçede vs. görünce bi seviniyor ki. gözleri parlıyor iyice 8)<br />
artık "nasılsın" demeye de cesareti var.<br />
her hafta iki-üç kelime eklese, sene sonuna doğru aşkımız epey mesafe kat etmiş olabilir.<br />
<br />
valla bişey yaptığım yok.<br />
karşılaşınca mahcup bir ifade ile tebessüm ediyorum sadece.<br />
iş yeri etiğine aykırı bir tek davranışta bulunmadım.<br />
kendi kendime eğleniyorum.<br />
8)..http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-1732907354026187402011-10-18T11:28:00.000+03:002011-10-18T11:28:14.797+03:00yenikediyeni bi kedi var ya artık hayatımızda...<br />
yeni kedi huylarıyla da tanışıyorum.<br />
<br />
1. yorgan altı kedileri diye bir tarikat falan mı var acaba kedi dünyasında? fundamın çıtır sayesinde tanışmıştık ilk örneği ile. geceleri yatakta yorganın içinde, bacaklarının arasında uyur o.<br />
bu da o cins çıktı. muhakkak yorganın altına giriyor, karnımın ya da bacaklarımın hizasında bir yerlere yerleşip uyuyor. nasıl nefes alıyor, boğulma ihtimali var mı hiç bilmiyorum. alışık olmadığım için tedirginim. çerçey yorgan üstünde ayak ucunda en uygun yerde ve biçimde yatardı hep.<br />
<br />
2. çerçey de yavruydu hayatımıza girdiğinde. dolayısıyla "yavru kedi" diye anlamlandırabileceğimden farklı bir enerjisi var. çok yaramaz galiba. adını "musallat" koysak olurmuş. her şeye, ama HER şeye musallat oluyor. yaptığım işe, örgüye, yemeğe... akla ne gelirse. her şeye atlıyor. şımarık galiba biraz, ama edepsiz diyemem. öyle şirret bir tavır görmedim ama, çok fazla hareketli.<br />
<br />
3. aşırı yiyor. kendi mamaları dışında ben ne yersem yiyor. bu "ne" nin içinde sebzelerden ekmeğe, salatadan meyva'ya, çekirdekten her türlü abur cubura kadar ağza atılacak HER şey var. elimle kolumla, ayağımla dizimle ittirmem işe yaramıyor. yere serdiğim bir gazete kağıdının üstüne sebze yemeği, yoğurt, domates dilimi, ve ekmeği sanki bir tepsi hazırlar gibi sıralıyorum, benim 3. lokmamda o hepsini temizleyip bana musallat olmaya başlamış oluyor. üstüne mandalinadan elmaya, eriğe, armuta... bütün meyvaları da beraber yiyoruz. arkasından birlikte çekirdek çitliyoruz. bardağımdan da su içince, artık tokatlayasım geldi ama! <br />
<br />
4. akıllı. bakarak öğrenmeye çalışıyor ve anlamak için izlediği çok belli. oldukça akıllı olacak gibi, evet.<br />
<br />
5. sevecen. öpmeye, yalamaya çok meraklı. kucağına alınca yüzünü, severken elini kolunu, otururken yatarken ayağını bacağını yalamaya bayılıyor. beni çok pis bulduğu için temizlemeye gayret ediyor değilse, sevecen bi tip demektir.<br />
<br />
bu yeni hal ve tavırlara rağmen ona sürekli "çeeeeerrçeeeyy" diye seslenmek istiyorum. henüz içimde öyle bir sevgi oluşmuş değil tabi ki. <br />
birbirimize alışıyoruz.<br />
<br />
böyle...http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-32229945418434974642011-10-17T12:03:00.000+03:002011-10-17T12:03:19.558+03:00tavuk<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9W7WdDZBFsjay555MQ9jd7ac0AYGHfq-v8Plr-OpbLNPXWks-AP3hg8l8NqSWJVzMDJZUuo0F-EV6OZgpuzu0KUpOzNLpomqDrgGKXDu_aCihgJvg0vjeOSu7DhzOEYDusl60FhbopWU/s1600/tavuk.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9W7WdDZBFsjay555MQ9jd7ac0AYGHfq-v8Plr-OpbLNPXWks-AP3hg8l8NqSWJVzMDJZUuo0F-EV6OZgpuzu0KUpOzNLpomqDrgGKXDu_aCihgJvg0vjeOSu7DhzOEYDusl60FhbopWU/s200/tavuk.jpg" width="170" /></a><br />
<br />
seviyorum kendisini 8)<br />
"haydi, haydi eller..." derken beraber karşılıklı göbek falan atarım.<br />
solo albümünü alır mıyım bilmiyorum, zira mimiklerine hastayım en çok.<br />
onları görmem lazım.<br />
bana misafirliğe gelsin, yatıya kalsın 8)..http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-14468430490943836242011-10-14T10:23:00.000+03:002011-10-14T10:23:10.185+03:00sürtünük<span style="color: black; font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 11.5pt; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">mousepad için TDK kurulu</span><span style="color: black; font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 11.5pt; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">'fare çulu', 'fare minderi', 'fare kayıcı', 'fare şiltesi', 'sürtünük', 'tık atar altlığı' gibi öneriler getirmiş ya,</span><br />
<span style="color: black; font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 11.5pt; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">hiç beğenmedim.</span><br />
<span style="color: black; font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 11.5pt; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">benim önerim</span><br />
<span style="color: black; font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 11.5pt; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">"kedi mıncırığı hayvanının sanal dünya kapısı paspası"</span><br />
<br />
<span style="color: black; font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 11.5pt; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">Türkçemize sahip çıkalım!</span><br />
<span style="color: black; font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 11.5pt; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">8)</span>..http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-61457764813645616452011-10-11T14:38:00.000+03:002011-10-11T14:38:20.889+03:00müşkülkitaplarım geldi, kitapyurdundan aldığım 5 kitap.<br />
paketin içine bir de hazır türk kahvesi koymuşlar, keyif yap diyorlar 8)<br />
ne yazık ki işteyim. 8(<br />
haftasonu antalyadaydık, sadece 1 akşam yemeği, 2 sabah kahvaltısı.<br />
olsun.<br />
bu arada deniz kenarında çay içip, kitapfuarından da 2 kitap alacak fırsat da buldum zaten.<br />
yeter.<br />
şimdi <br />
enfes bir hava var ankarada.<br />
az evel kovadan boşalırcasına bir yağmur indi<br />
şimdi güneş ve kara bulutlar ve gri bir havanın daha da belirgin hale getirdiği fosfor sarısı yapraklarla süslü ağaçlar var pencereden görünen manzara parçasında.<br />
içeride yağmur kokusu, ferah, mis gibi.<br />
okunmak için bekleyen 8 kitabım var.<br />
(5+2 benim aldıklarım, -1 anneme bıraktığım, +2 Fundamın aldıkları)<br />
içilecek kahve, dizlere örtülecek battaniye de var evde<br />
tek sorun ben evde değilim ve burada yapmam gereken işleri yapmak için zerre kadar motivasyonum yok<br />
aklım öğlen okumaya başladığım kitapta<br />
şu an burda "şirket yararına" iş yapmak o kadar zor geliyor ki bana.<br />
mazeret izni denilen şeyden kullanmak için geçerli bir mazeret sayılmaz mı acaba havanın ve benim şu anki durumumuz?<br />
hayır, evde kedi bile var!<br />
o derece müşkül durumdayım şu an burada....http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-38137385567004378892011-10-06T14:55:00.000+03:002011-10-06T14:55:43.606+03:00bişeyler falankitapyurdundan 5 kitap aldım, daha da çok alasım vardı da, bedava dağıtmıyorlar.<br />
dün aldım öğlen.<br />
e bunlar akşama kadar hazırlasalar, yarın da kargolasalar, cuma da elime geçer mi ki diye beklentideydim.<br />
hafta sonu belki Antalya'da olabilirim de, gitmeden almak istemiştim.<br />
peehh.. nerdeee.<br />
5 kitaptan bir tanesinin yanında "temin edildi" yazıyor, diğer 4 tanesi "beklemede"<br />
anlamıyorum ki neyi bekliyor.<br />
anacım kitapçı değil misiniz siz? <br />
yok mu bu kitaplar elinizde, nerden temin edeceksin ki?<br />
bekletiyorlar beni!<br />
sabırsızım<br />
hayatta pek çok şey konusunda sabırsızken, her şeye geç kalıyor olmak nasıl bir ironi çözebilmiş değilim de...<br />
yaşarkenki bunca tembelliğime karşı, yine de -fikren- aceleci ve sabırsızım.<br />
<br />
bi de iki şey düşündüm, hazır şuraya yazıyorken onları da sorayım da, aklımda kalmasın:<br />
<br />
soğanlar (kuru soğan evet, bildiğimiz, yemeğe falan doğradığımız soğan diyorum)<br />
"kırmızı,beyaz ve sarı" diye mi ayrılırlar yoksa "acı ve tatlı" diye mi?<br />
o da değilse "kuru ve taze" diye mi?<br />
<br />
bi de insanları (genelde) ne oldukları ile yargılamadığımız kesin de<br />
ne olmaya "özendikleri" ile mi yargılıyoruz acaba?<br />
şuna özenenler kendi aralarında birlik, buna özenenler kendi aralarında birlik mi oluşturur.<br />
"şu" olanlar ile "bu" olanlar da zaten başka yerdeler.<br />
özenenler grubu özenmeyenlere burun kıvırırken, <br />
sınıf atlayıp özendikleri şeye dahil olunca da özenenlere mi burun kıvırır?<br />
<br />
son olarak da barışmanço ne şahane bi adamdı değil mi?<br />
keşke yaşasaydı da nilkaraibrahimgil ile düet yapsalardı.<br />
<br />
öpmemiştim şu vakte kadar.<br />
şimdi öper giderim...http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-61499730054308576332011-10-05T10:49:00.000+03:002011-10-05T10:49:51.497+03:00hominipufiditumbabu psikolojide olmak istiyorum ben:<br />
<br />
"oturalım arkadaşlar<br />
dinlenelim artık biraz<br />
esneyelim uzun uzun<br />
ne manasız şey çalışmak<br />
hayat hoş gerisi boş<br />
haydi yeşil kırlara koş<br />
sana ne dünya halinden<br />
sen az kudur habire coş<br />
homini de gırtlak, pufidi kandil, tumba yatak<br />
konuşalım arkadaşlar <br />
mangalda kül kalmasın<br />
atalım tutalım biraz<br />
ya yutarlar ya yutarsın<br />
sallayalım arkadaşlar<br />
ki duyanlar şaşakalsın<br />
yalandan kim ölmüş sanki<br />
mevlam seni çayıra salsın<br />
<br />
homini de gırtlak, pufidi kandil, tumba yatak"..http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-6206712142126199592011-10-04T15:10:00.000+03:002011-10-04T15:10:03.784+03:00İBİAKs<strong>İ</strong>sim<strong>B</strong>ulamadığım<strong>İ</strong>çin<strong>A</strong>dsız<strong>K</strong>alan....lar.<br />
<br />
yok, evet. henüz kedinin bi adı yok<br />
3 hafta oldu, iyice yüz göz olduk<br />
ama kedi, hişt, kız, pisi vs. şeklinde çağırıyorum kendisini.<br />
ha, kendisinin de pek umrunda değil zaten.<br />
söylenen, önerilen her isim "aa.. çok iyi, olabilir bu!" gibi geliyor.<br />
ama olmuyor.<br />
bir sınır var, oraya kadar geliyor, geliyor....<br />
çizgiyi geçip kabul ettiremiyor kendini hiç bir kelime.<br />
kaldı hayvan adsız.<br />
<br />
kendime yeni bir isim arıyorum.<br />
kediye bulamayan "kendiye" hiç bulmazmış, öğrendim.<br />
kendime de isim bulamıyorum elbet.<br />
sıkıldım.<br />
burdan yani, taşınmak istiyorum.<br />
başka bir yere, başka bir isimle, başka başka başka....<br />
vallahi, isim bulamadığım için gidemiyorum.<br />
isim bulamadığım için!<br />
yazıcam, yazamıyorum.<br />
bura tozlu, temizlemek istemiyorum.<br />
gidecek adres bulamıyorum<br />
bulamadıklarım, yapamadıklarım içimde biriktikçe, içim de toz toprak halinde sıkış tepiş sanki.<br />
"uyuz" koyasım var, kendime ayıp olsun istemiyorum.<br />
<br />
böyle.<br />
<br />
şimdi yazının "güzelllikler" kısmı:<br />
- çok güzel mavi bir kelebek gördüm öğlen, nefisti.<br />
- burdaki kedi aç kalmış, arabaya koymak üzere epey mama almıştım hafta sonu mama indirimden yararlanıp. ona yaradı. çıldırmış gibi mamaya dalışı çok hoştu.<br />
- şirkette şahsıma hayran bir oğlan çocuğu var. 20'lerdedir yaşı, zaten şirketin yaş ortalaması 26-27 herhalde. bu çocukceğizin de yuvarlak gözleri beni her gördüğünde parlıyor, her karşılaşmamızda bir selamlaşma, bir ufak kelime, bir gülümseme, bi bişey.. sevimli de bi çocuk allahı var ama.. "ay hiç bana sarma ablam sen!" diye ikaz edesim geliyor. cidden pek tatlı bişey, muzurluğuma gelecek, çelicem aklını, o olacak.<br />
- hâlâ açık ayakkabı giymekte ısrar ettiğim için, bu öğlen çok memnun oldum, sıcak yahu!!!<br />
- çay iyi demlenmiş, güzel.<br />
<br />
öptüm müydü?..http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-58579127869935965082011-09-29T14:04:00.001+03:002011-09-29T17:06:15.596+03:00ektipüktükarıncaya kıymet vere vere eşek kadar olduk <br />
bi baktık hayatı ağustos böceği yaşıyormuş.<br />
8(<br />
<br />
kafamın içi karmançorman.<br />
hoş, dışı da öyle ya...<br />
<br />
çocukluğumuzda ağustos böceği ve karınca hikayesiyle büyümedik mi biz?<br />
"sonrasını düşünerek hareket et, elindeki imkanlar baki değil, bugünün yarını da var" demedi mi o hikaye bize?<br />
sonra moda felsefeler sardı etrafımızı, yeni felsefeler:<br />
"yarının garantisi yok ki, tek gerçek şu an, anı yaşa, elindekinin tadını çıkart!" diyip duruyor.<br />
<br />
kötüyü düşünüp hazırlık olma mantığı demode oldu<br />
"kötüyü aklına bile getirme! çağırma. herşey güllük, her yer gülistan" oldu çıktı.<br />
<br />
kafam karmançorman<br />
zaten içime gelip yerleşmiş, ne yapsam eleştiren, faydasız, asalak, benden beslenen bi şey var.<br />
kovamıyorum, kaçamıyorum...<br />
<br />
ay imdat!..http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-42024814684974051552011-09-28T17:56:00.000+03:002011-09-28T17:56:32.536+03:00ben saklambaç, nasıl sarışın(ımsı) oldumhikaye uzun da..<br />
(şnorkelli kuaförden, evdeki röfle setine, ananemin kalan sarı boyalarından, annemin kalan kızıl boyalarına uzanan...)<br />
dolfinim son gördüğümde kıvırcık ve kızıldı diyince, hafızada görüntüyü güncelliyim dedim.<br />
normal bir kadın gibi kuaför kültürüm olmadığından, sonuçlar da bi tuhaf oluyor.<br />
fekat neticede 4 aşamalı boyabadana işlemi sonunda elalem içine çıkılır bir durum oldu bence.<br />
biraz kızıl, biraz sarı...<br />
kaldı ki ben "hafif dağınık bir su dalgası olsun" niyetiyle kooföre gidip 80'ler permasıyla mehtapar'a dönüşmüş bir kişiyim, öyle bile yaşadım. bu rengarenk hâle kurban olurum onun yanında.<br />
buyur dolfinim: kafamın yeni hâli senin için geliyor 8)<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjacczTffOwjNqqahf3kwOOO2KiihY12SE9LBpFt_cFn0KKX0VpUEgLX1m98Ia39DGG2ENNrLd8_yHGqmTAQ7G9UU-9fyh1eU1VK4rShU6wJlz7EKwUnKQVM55EvH-3t7edVp0NZcwOD58/s1600/Untitled.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjacczTffOwjNqqahf3kwOOO2KiihY12SE9LBpFt_cFn0KKX0VpUEgLX1m98Ia39DGG2ENNrLd8_yHGqmTAQ7G9UU-9fyh1eU1VK4rShU6wJlz7EKwUnKQVM55EvH-3t7edVp0NZcwOD58/s320/Untitled.jpg" width="286" /></a></div>..http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-18017656657718314482011-09-27T16:58:00.000+03:002011-09-27T16:58:27.705+03:00kedimedideğişenler:<br />
evde kedi var.<br />
saçımda sarı. <br />
<br />
değişmeyenler:<br />
geri kalan herşey.<br />
<br />
kısaca durum bu.<br />
<br />
aha kedi de bu:<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0knKt4JGd8fsiQ1P3Fsb2Wnq3PfZIZJfkongW1WYx5wydTOpjCVbFsyRI_YBfEb9kMcUsWn0s8aGYEcp4UVK7Gooeqb4reiayfzjvjoUpZQzwERdTinGd82D7euBDU5TRIIAXfB42YJ8/s1600/S4020245.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="150" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0knKt4JGd8fsiQ1P3Fsb2Wnq3PfZIZJfkongW1WYx5wydTOpjCVbFsyRI_YBfEb9kMcUsWn0s8aGYEcp4UVK7Gooeqb4reiayfzjvjoUpZQzwERdTinGd82D7euBDU5TRIIAXfB42YJ8/s200/S4020245.JPG" width="200" /></a> </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div>..http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-67645585038596937192011-07-29T11:10:00.000+03:002011-07-29T11:10:57.142+03:00komik köpekakşam.<br />
saat 8 civarı.<br />
hava hala sıcak, ev daha sıcak<br />
balkondan dışarı bakıyorum.<br />
çöplerin konulduğu yerde dolaşan bir köpekcik.<br />
aslında köpek.<br />
ama içimde bir "yazıııık" duygusu olduğu için -cik diye ekledim.<br />
çok sıcak, bunalmış olduğu muhakkak.<br />
yolun diğer tarafında, bir dondurma kabına koyduğum su duruyor ama köpek o tarafa ilerlemiyor.<br />
susamıştır diyorum, su indirsek...<br />
balkonda bir plastik kap buluyorum, kocaman.<br />
onu alıyorum.<br />
daha önce koyduğum kap atılmıştı.<br />
bir kağıda kocaman harflerle "ATMAYIN" yazıp koli bandı ile bantlıyorum kabın üstüne.<br />
sel geliyor, ne yapacaksın diye soruyor.<br />
köpek var diyorum, su indiricem.<br />
ben indiririm diyor.<br />
ben de yine balkona çıkıyorum orda mı diye bakmak için.<br />
tam o sıra bir araba dönüyor o tarafa<br />
-hay allah, korkup kaçmasa diyorum<br />
çünkü tedirgin birkaç adım atıyor köpek.<br />
araba geçip gitsin diye beklerken, tam da köpeğin önünde duruyor.<br />
telefonla konuşmaya devam eden bir adam iniyor arabadan.<br />
elinde bi küçük pet şişe su.<br />
çöpün civarına, etrafa bakıyor, <br />
köpeği ürkütmeden davranıyor.<br />
bir şey bulamayınca arabasının bagajını açıyor.<br />
ben içeri girip sel'e bakıyorum.<br />
kovayı doldurmuş, bir pet şişeye de su doldurmuş, aşağı iniyor.<br />
tam kapıyı kapatıyorum ki kapı çalıyor aşağıdan<br />
bize de su gelmiş 8)<br />
boş damacanayı kapı önüne koyuyorum, sucu geliyor, parasını veriyorum.<br />
tekrar balkona koşuyorum bakmak için.<br />
araba gitmiş, köpek orda.<br />
o adam, yanından geçerken köpeği görüp arabayı durdurup inen o iyi adam,<br />
arabasından bir poşet bulup, onu yere yayıp, elindeki suyu poşetin üstüne dökmüş köpek içsin diye.<br />
çok mutlu oluyorum.<br />
adamı bulup teşekkür etmek istiyorum<br />
iyi insanlar var diye düşünmek<br />
hayvanları umursayan insanlar var etrafta diye düşünmek iyi geliyor <br />
seviniyorum<br />
sel inmiş.<br />
kocaman, su dolu kabı koyuyor köpeğin önüne, <br />
birşeyler söylüyor, çağırıyor biraz uzaklaşmış olan köpeği.<br />
ayrılıyor ordan.<br />
ben balkondan izlemeye devam ediyorum.<br />
sel gidince köpek yaklaşıyor suya.<br />
önce bol bol içiyor<br />
o içtikçe ben rahatlıyorum.<br />
su bol. gece boyu ordan geçen köpek çetesinin tüm elemanlarına yeter.<br />
derken bizimki (sel değil, köpek) 8)<br />
ellerini sokuyor kovaya<br />
patileri..<br />
yarısına kadar suya sokuyor.<br />
çok komik.<br />
serinlemek istiyor herhalde.<br />
suyu biraz dışarı döküyor, kendine doğru.<br />
hani neredeyse yüzüne su çarpacak.<br />
sonra biraz daha içiyor.<br />
sonra...<br />
sonra ağzıyla kovayı kenarından tutup komple boşaltıyor yere.<br />
tamamen.<br />
ve kovayı götürüp ilerdeki çöp yığınına bırakıyor.<br />
atıyor oraya 8)))<br />
sonra da yürüyüp gidiyor.<br />
<br />
hahahahahaaah 8))))<br />
öyle komik ki.<br />
öyle anlamsız ki.<br />
<br />
sel kapıyı çalıyor, ben gülüyorum.<br />
tüm bunlar sel geri gelene kadar olmuş.<br />
seeeel, su döküldü! diyorum.<br />
nası! diyor.<br />
köpek içti içti, sonra elini kolunu yıkadı<br />
işi bitince de bulaşık yıkadığı suyu boşaltıp, kabı kaldıran kadın gibi<br />
kabı boşalttı, götürüp çöpe attı 8)))<br />
<br />
köpeğe bunu neden yaptığını sormak için dayanılmaz bir istek duyuyorum ama imkansız.<br />
çaresiz, <br />
yapılacak tek şeyi yapıp<br />
yeniden su indiriyoruz aşağı.<br />
8)..http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-264551612535525552011-07-22T15:17:00.000+03:002011-07-22T15:17:50.239+03:00iyi oldu bu.müjdeler olsun nur topu gibi bi ekonomik kriz kapımızdaymış ya hani.<br />
yetkili ağzılardan da "paranızı dikkatli harcayın" uyarısı geldi.<br />
gerçi bu uyarının muhattabı kim ondan emin olamadım.<br />
e bizde para yok ki harcayacak!<br />
"parası olana diyor zaar" dedimse de, içimde bi huzursuzluk oldu yine de.<br />
tam da kitapyurdu sepetim dolmuştu. <br />
alıverecektim seçerek biriktirdiğim kitapları.<br />
durdum.<br />
allahın bildiğini sizden mi saklıycam,<br />
sepetten, korsankitaptezgahlarındabulunabilecekolan kitapları çıkarttım.<br />
ordan (ç)alıcam onları.<br />
biraz utanıyorum evet. <br />
ama o kadar da değil galiba.<br />
aramızda bir hocaefendi olsaydı sorardım lakin:<br />
"hocaefendi. alacağım bazı kitapların orijinalleri yerine korsanlarını almak suretiyle artırdığım para ile kozmetik alsam caiz midir?"<br />
<br />
hayır zaten sıcak.<br />
öpsem mi ki bi?<br />
("mi ki bi" ne komik durmadı mı?)..http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-47145677612925282622011-07-15T11:32:00.002+03:002011-07-15T11:32:30.035+03:00pff...http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-44570497023032780272011-04-18T13:29:00.004+03:002011-04-18T13:42:22.540+03:00notbir dönem sona erdi peh! "benim hiç diş dolgum yok daha, 40 yaşıma ağzımda tek dolgu olmadan giricem" hikayesi de son buldu böylece. geçen çarşamda akşamı saat 21.15'de işim çürüdü. valla. önce yoktu bişey. bi anda aa bi baktım sol üst dişimde bi delik. 8( içten mi çürüdü de bi anda dışı mı kırıldı da ne oldu anlamadım ama bir anda, bir anda bi çürüğüm oldu. ağrı sızı falan da yoktu ama... cumartesi mecburen dişçiye gittim. ve mecburen dolgu yaptırdım. bunu da buraya not düşmüş olayım kişisel tarihim bakımından. öbür not: aile terapistliği konusunda yardıma ihtiyacı olan varsa, bana başvursun. kelim, kendime merhemim yok, her yerim sökülse dikecek becerim yok lakin 7/24 evlilik danışmanlığı tecrübem git gide artıyor. hayırlısı! bi de bi not daha: kitap yurdundan kitap almanın en sevdiğim yanı, kargo hareketleri ve dağıtım aracı takibi. benim kitaplar dağıtılmak üzere yola çıkmış, haritadan an be an nerde olduklarını görebiliyorum. kampüs içine girdi dağıtım aracı. 1 saate güvenlik beni arar herhalde saklambaç hanım kargonuz geldi diye. mücevher bekler gibi sabırsızlıkla bekliyorum ki tadına doyum olmuyor. du bi daha bakayım haritaya, araba hangi yola girmiş 8)******************************************************************************* niye alt satıra geçemiyo bu yazdıklarım yaa... böyle deli gibi her şey yanyana..püüüfff......http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3515538827909507890.post-74189484803812898872011-04-07T11:44:00.003+03:002011-04-07T11:47:56.965+03:00uykugitgide gençleşiyor olmalıyım başka bir sebebi olmaz herhalde. uyku diyorum. insan yaşlandıkça uyku ihtiyacı azalırmış. benimki gün günden artıyor. bu ay daha da fazla. en az 8 saat uyuyorum ama tekrar yatma saati gelene kadar hiç uykum geçmiyor. her an yatıp uyuyabilecek bir kıvamdayım. azalmak şöyle dursun, mütemadiyen artan bir uyku ihtiyacı. esneme-ki oksijen azlığı falan değil derdim- gözlerin kapanması, halsizlik, sırt ağrısı.... olsa olsa gençleşiyorumdur. altında başka bişey aramaya gerek yok dimi. 8(..http://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.com4