8 Ekim 2009 Perşembe

bir hafta sonrası...

neyin 1 hafta sonrası diye merakla bakmayın!
son yazıyı geçen perşembe yazmışım ya, onun üstünden 1 hafta geçmiş onu diyorum.
ne oldu bu 1 hafta?
hiiiçç..
yani kayda değer bişey yok.
kedi derseniz hala düşünme aşamasındayım
muhterem bir düşünürümüzün söylediği gibi
"dereye su gelene kadar kurbağanın gözü pörtleyecek."
ben karar verene kadaaarrr...
o-hooo..
zaten aile faciası olacak nerdeyse, annem-babam şiddetle, ama gayet şiddetli bi şiddetle karşı çıktılar.
farkındayım, farkındayız... bu karşı çıkış çok mantıksız.
o kadar mantıksız ki bunu tartışmıyorum.
enine boyuna düşünme adına kendi bazı endişelerim var, onun için henüz karar veremedim.
ibre almaktan yana ama du bakali 8)
************
yaz bitmeden yazlıkları giyelim insanıyım.
şimdiden bot, çizme vs giyen o kızlardan değilim.
zaten bütün kış giyicem, şimdi niye giyeyim, değil mi ama?
bu vesileyle burnu ve arkası açık pembe ayakkabılarımı giymiş bulunduğum şu gün itibariyle, cart pembe rujumu da sürmüş, çingene pembesi çiçeklerle bizzat süslediğim siyah atletimi de giymiş durumdayım. ha derseniz ki bundan bize ne, aman ne biliyim yazdım işte . laf olsun.
**************
arabam pislik içinde. yıkanması gerek. ama elle gelen düğün bayram diyerek yıkatmıyorum. zira park yerindeki arabaların çoğu tozlu. hatta birinin üstüne "beni ve yanımdakini yıkat" diye yazmışlar. güldüm. arabalar arası dayanışma, birlik beraberlik ruhu! canım ayol. kıyamamış yanındakine de. 8)
******************
bizim bu iş yerinin bahçesinde bi kışçe kedi var ya. o şapşal dün bi fare yakalamış, sinir etti beni.
ay bi göreydiniz nasıl şiriiin, nasıl tatlııı, nasıl minnoş bi farecik. sanıyorum fındık faresi bebeği. böyle küçük parmak boyunda, dobik göbekli bişey. ölmüş. bizim salak sersem kedo da bunu atıp tutup oynuyordu çimenlerin üstünde. "püüüü rezil, sabah verdiğim mamalar zehir zıkkım olsun" dedim. umursadığını sanmıyorum. fareyi havaya atıp, iki ayak üstüne kalkıp tutmaya çalıştı.
******************
sıcacık güneşli güzel bir güz gününden şimdilik bu kadar,
esen kalın.

not: "esen" isimli bir kadının soyadı "kalın" ise buna sürekli esen kalın diye sesleniyorlardır.
oh ne ala!
8)