3 Kasım 2009 Salı

kayıtlara geçsin diye...

kişisel tarih kayıtlarıma geçsin yani, yazayım da.

ben antalyadaydım ya hafta sonu.
perçembe cuma ve pazar öğlene kadar.
sel kişisi özlemiş beni.
e normal.
yok estağfurullah, ben çok özlenecek biriyimdir manasında değil de,
sel özlemiş işte.
neyse..
sonuçta kısıtlı zaman bitti gitti.
döndüm ankaraya.
karşıladı beni otogar'dan.
geldik eve.
mutfağa girdim, buzdolabının kapağı komple yazılı.
şu beyaz tahtalar için olan yazı kalemleriyle yazmış, doldurmuş dolabın üstünü.
bi de diyor ki:
seni sandığından ve sandığımdan daha çok seviyorum.
sağolsun 8)
neyse, silmedim.
duruyor yazı.
bu sabah mutfağa girdim.
yazılar artmış bi kalabalık görüntü.
"sandığından ve sandığımdan" kısımlarından oklar çıkmış.
yeni bir açıklama yazılmış.
--> burada geçen "sandık" değil "sanmak"tır. yoksa seni bi sandıktan daha çok seviyorum demek değildir. hayır zaten benim bi sandığım da yok. öyle bişey söylendiyse yalan, iftira.
ay bi dolu yazı.
bi sandığı olmadığının,
sevgisini sandıkla kıyaslamadığının falan açıklaması.
bitmiş dolap 8)
hayır işin tuhafı ilk okuduğumda aklımın köşesinden geçmeyen "sandık" lafı,
şimdi yazıyı her seferinde "seni sandığım'dan çok seviyorum" şeklinde saçma bi kıyaslama yapılmış gibi algılamama neden oluyor.
8)