28 Şubat 2011 Pazartesi

kadının ellerinde olmak, en iyi ellerde olmak demektir.

kalp atışlarımı görünür kılan bir tişort var üzerimde.
bakınca anlıyorum yaşadığımı.
8)
şöyleki:
üstü geometrik biçimlerde olacak şekillerde küçük kahverengi payetlerle kaplanmış.
bu kadar payetli bişey hiç almamış, giymemiştim.
dün çarşıpazar gezerken gördüm.
böyle dökümlü tiril tiril spor bişey.
(payet kaplı şeylerin spor olabildiği -ya da öyle sanılabildiği- bir dönemde yaşıyoruz evet)
aldım.
giydim.
öğlen arkadaşla beraber öğle molası kaçışı için bir kafeye geldik.
yiyecek içecek aldık
kitaplarımızı aldık
oturduk.
yeme içme ve laflama faslından sonra kitapları açtık karşılıklı.
okurken, gözüm önümde kıpraşıp duran ışıklara takıldı.
baktım: kalp atışlarımı gösteriyor 8)
kalbim çarptıkça, göğüs bölgemde meydana gelen ve benim normalde fark etmediğim belli belirsiz hareket, tiril tişortun hareket etmesini ve o hareket sayesinde kıpraşıp duran payetlerin de ışık oyunu yapmasını ve yanıp sönen bi sürü pırıltı halinde nabzımı görünür kılmasını sağlıyor.
pek eğlenceliydi.
her kalp vuruşu = yanıp sönen ışıklar...
kendi kendime,
yaşadığımı fark edince
koştum geldim haber vereyim size
yaşıyormuşum diye
8)
başlık ne alaka derseniz: olay sırasında okumakta olduğum "Kadın Krallığı- son anaerkil toplum" adlı bir anı-araştırma kitabında bir adamın söylediği cümle.
hoş değil mi 8)
yazı resmi: bahse konu tişort