4 Mart 2009 Çarşamba

öyle işte...

kardeşten psikolojik destek danışmanlık ücreti alsam ihya olmuştum.
hayır bi de neye gülüyorum:
kelin ilacı olsa.... 8)))))
ama bak valla iyi konuşuyorum canım okur.
kardeşcim aradı.
bi süre sustuk telefonda.
bizim vardır öyle susuşlarımız.
dakikalarca.
evlilik sıkıntısı, duygusal susuzluk, maddiyat, maneviyat, için şişer bi yandan, doğruyu bilir uygulayamazsın, derdin derttir de anlatabildiğini anlayamazsın...
değişti.
öyle böyle değil hem, çok değişti o aşk acısından sonra.
gitti o ışıl ışıl çocuk, şimdiki, dengede değil.
canı yandı, hem ne çok yandı biliyorum ben.
iyi biliyorum.
o ne çok ağladı, ben nasıl ağladım onun acısına hatırlıyorum ben.
ilk aşk, en aşk, belki tek aşktı yaşadığı, benim çapkınlıkta adı çıkmış yakışıklı kardeşimin.
olmadı.
geride eskisiyle benzeşmeyen bir çocuk bıraktı.

dedim ya kardeş değişti.
ve değişen huyları, bu evlilik öncesi streslerini atlatmasını kolaylaştırmıyor malesef.
sinirli, inatçı, diktatör oluyor zaman zaman.
tepesinden hiç inmeyen cinlerle yaşıyor.
çok çabuk huysuzlaşıyor.

anlattı bişeyler.
anladım onu.
hak da verdim aslında.
hissettiklerinin normal olduğunu söyledim ona.
ama kontrol edebileceğini de.
kontrol etmek istemiyorum dedi.
ne denir ki?

doğrularımız yakınımızdaki insanların doğrularıyla paralel olsa idi, ne kolay olmaz mıydı hayat?
doğru bildiğimizi uygulayabilseydik ya da.
doğru bu kadar öznel bişey olmasaydı, hele kriz zamanlarında.
ne kolay olmaz mıydı hayat?

kendime not:
makarna da en sade, haşlanmış haliyle tabağa konduğunda "kolay"dır. hatırla ki, tüm zahmet onu lezzetlendirecek soslar yapmaktadır.

kulağımda yüksek sadakat, aklımın iplerini saldım diyor.
ırmaklar denizlerde,
denizler sahillerde durdular.
arayanlar hiç bir yerde,
inananlar dualarda buldular.
kimbilir sen benim halimde, sakinliğimde ne buldun!