8 Haziran 2010 Salı

pişiririm çocuklarınızı!! Yeter bee!

evet ağırdan aldım.
ağırdan aldık yani.
sel ağırdan aldı daha doğrusu.
mutfak balkonunu diyorum.
güvercinlerin evini yani.
temizleyemedik pazar günü.
sel temizlerim ben demişti, girişemedik.
zaten yağmurdan-doludan fırsat da olmazdı ama evde de değildik.
akşam gibi bir sabaha uyanıp, akşam yemeği yer gibi ışık açarak kahvaltı ettikten sonra dışarı attık kendimizi.
hava soğuk değil, deli gibi yağmur da var, kaçırmayalım istedik.
hem alıştırverişir, mal-para takası falan da lazım..
balkon kaldı öyle.
kaçmıyordu ya.
yaaaa...
yaaa..
balkon kaçmadı kaçmasına da,
ne ara görüşüp anlaştılarsa
yeni kiracılar damlamış.
kabus gibi yaaaa!!
öbürlerinin yapıp bıraktığı yuvada, bu sabah 2 yumurta vardı.

lan belamısınız olm!!!
ne ara geldin, ne ara çıkarttın o yuvarlakları len!
ne bu!
yumurtalardan biri normal güvercin yumurtası
diğeri bıldırcın yumurtası mıdır nedir, o boyda.
ne biçim, ne çirkin ilişkiler bunlar!
kimden o yumurta!
kimsiniiiz!!!

ay deli olacin.
yo valla bu sefer izin yok.
sel "tamam temizleriz balkonu, o kısma dokunmayalım, gerisini temizleyelim, artık oturacaksa otursun" dedi.
oh ne ala
balkonu arz ettiğimiz gibi, bi de hijyenlerini de sağlayalım!
sebep?
sıçıp batırdıkları balkon, yeni kabahatlere hazır duruma gelsin!
üf beee.

bak, buradan yerel basın aracılığı ile sana sesleniyorum güvercin alemi.
sözüm sana!
kimden peydahladığın belli olmayan o 1.5 yumurtayı kırar yerim, o yuva yerine de sahanı bırakırım ki bir sonraki sefere zahmet olmasın.
yeter ya!
yeter ama!