gazeteleri okuyorum.
istanbul boğulmuş. 24 ölü.
dün trakya boğulmuştu. 8 ölü.
sebep?
yağmur!
gözlerimizi hüzünle aşağı indirsek ne görüyoruz?
güneydoğuyu.
dün eruh ve çukurca'da 8 şehit haberi vardı.
bugün van'da 2 şehit.
ne yapıyoruz?
günlük işlerimizi.
tv'de ne var?
son sürat yeni sezon diziler.
yarın gazete eklerinde ne okuyacağız?
Türkiye'nin praymtaym'da yaprak dökümü ile "ağladığını".
allahım sen bizi "normal" leştirdiklerimizden koru!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
tatlım benim
yorum yazmakta zorlandım.
nedenini düşündüm sonra.
aynı şeyleri düşünüyoruz çünkü. ve söylemenin hiçbir faydası olmuyor.
kafamın arkasına attığım, düşünmemeye çalıştığım şeyler orada birikiyor. toplumun çoğunluğu böyle sanırım.
bu da bugüne kadar Türk halkında görülmemiş tuhaflıkları ortaya çıkarıyor. herkes kendini çaresiz hissediyor.
çocuk tacizi, deprem, gittikçe artan hastalıklar, korkunç bir eğitim sistemi, işsizlik,parsızlıktan evlenemeyen çocuklar, şimdi de yağma.
hakkında konuşmamaya çalışıyorum, çünkü evet, kendimi çaresiz hissediyorum.
nasıl düzelir ki?
bu sorunun bile, hepimizin bildiği formül cevapları var.
ama bir türlü gerçekleşmiyor.
bir ufacık iyi adım olsa...hepimizi sevindiren bir olay, bir haber, bir "şey" gerçekleşse gerisi gelecek sanki.
ah be ünsüm, insan nasıl çaresiz hissediyor! bu çaresizlik nasıl önce sinire, sonra nefrete, vazgeçmeye, kabullenmeye dönüyor.
"insan" olmak bilinci ne ile verilir bilmiyorum ki.
"etrafın darmadağın olurken, yanar yıkılırken, elinden gelen bişeyler varsa onları yap" demedi kimse bize. öğretildi mi bu? gerek var mıydı? annen sana başkasının acısını umursaman gerek mi dedi? umuta ezberlettin mi "yağmacılık yapmıycam" diye?
bunlar öğretilmez ki ünsüm.
korkarım iyi insan olmak öğretilmez.
biz, çoğumuz, yaşarken de, seçerken de umursamıyoruz iyinin ne olduğunu. ya da öyle safız ki anlamıyoruz.
üf yaa..
the curious case of benjamin button filmi vardı ya hani adam 80 yaşında doğup gençleşerek yaşıyodu. sanırım ööle bişey lazım bu ülke insanına..
bilmem simurgum, o da kurtarır mı.
şimdiki halimizden iyi olur ama.
kesin.
üzülüp ağlayanlar bile kendi hayatına dönüyor sonra.
" eyleme geçme eksikliği " hastalığı var bizim halkta..
artık doğuştan mı yoksa " aman sesini çıkarma" cılardan mı olmuş onu bilemem..
sevgiler :)
hayat gibi
eyleme geçme hastalığı evet.
ölümcül boşvermişlik.
amin
Yorum Gönder